JR. insanın kendine yakışanı giymesidir

Mayıs ayında JR. olarak Babylon Soundgarden’da Creative Garden adlı bir etkinlik gerçekleştirdik. Alanımıza dergi almak için gelen bir arkadaş “JR.’ı takip ediyorum ama hala JR. nedir anlayabilmiş değilim” dedi.

O anda hem sıcaktan hem gün boyunca davet ettiğimiz konuşmacılarla konuşmuş olmaktan dilim damağıma yapışmıştı ve yeterli açıklamayı yapamadım, “dergilerimiz burada” demekle yetindim.

DidemSonra düşündüm, çocuğa tam bir az ünlü tribi yapmışım. Ki azıcık bile ünlü değilken az ünlü tribi yapmış olmam çok fena. Yemin ediyorum akşam bir gram eğlenemedim (hadi oradan gece Radyo Babylon sahnesinde kopuyordun diyeceklere şimdiden söyleyeyim; ağlarken içim, güldü gözlerim). Ben dedim, bu arkadaşa JR.’ı nasıl anlatmam. Campaign’in yanı sıra neredeyse her hafta 6 gün boyunca gece yarılarına kadar konularıyla, kapağıyla, etkinlik ayarlamalarıyla zamanımızı geçirdiğimiz bebeğimizi o güzel, meraklı insana nasıl açıklamam. O yüzden buradan hem ona, hem onun gibi “iyi güzel de ulan nedir bu JR.?” diyenlere bir açıklama yapmak istiyorum.

Efenim, JR., sistemin, bir yandan deli gibi baskılayıp nefes aldırtmadığı; bir yandan da mümkün olduğunca etinden sütünden faydalandığı herkes. Genel olarak bu kesim şu anda 30 yaş altı veya 30’unu biraz aşmış olup geleceğe umutsuz bakıyor ama yine de hayalleri var ve hayallerini gerçekleştirmek için elinden geleni yapıyor, yeri geliyor uykusundan, yeri geliyor parasından, zamanından bir sürü şeyden fedakarlık da ediyor. Junior diye genelde ajans ve şirketlerde çalışmaya başlamış yeni mezunlara deniyor ama biz bu kavramı yukarıda belirttiğim gibi, sistemin içinde bunları yaşayan, her sektörden, her üniversite bölümünden genç insanlar için kullanıyoruz. Sonuçta bu platformu hazırlayan, yürüten bizler de cünyırız. Ayrıca platforma “yaratıcı gençlik platformu” diyoruz ama bu yaratıcılık sadece reklam sektöründeki yaratıcılığı kapsamıyor, tüm alanlardaki yaratıcılık bu platforma dahil.

Mesela bu ayki kapağımızı hazırlayan Göksu Gül de bir cünyır. Yaratıcı bir cünyır. Çoğunuz onu Uykusuz’daki köşesinden tanıyorsunuzdur. Sistem onu da şimdiye kadar aslında hiç istemediği şeyleri yapmak durumunda bıraktı. Ama o sonunda yine gerçek hayallerinin peşinden gitmeye karar verdi. Bunun bir parçası olarak, isteyerek ve severek yaptığı çiçek çizimini JR. platformunda paylaştı. Göksu’nun sözlerini aynen aktarıyorum:

“Ben çok küçük yaşlarımdan beri çiçek çizerim. Fakat çiçek çizmenin işe yaramaz olduğuna, hayat içerisinde bana mevki ve para getirmeyeceğine inandığım için doktor olmak istiyordum. Zor bir Anadolu Lisesi’nin fen bölümünde kendime yıllarca eziyet ettim. Kendi becerilerime sahip çıkmayıp, başkalarının becerileri üzerinden yürümeye çalıştım. Tabi bu bende çok arabesk bir hal yarattı. Hayat çok zor, batsın bu dünya, master of puppets…

Sonra anneye, babaya tripler, öğretmenlere bir havalar, hayatın yaşanmaz bir yer olduğuna inanmak… Kısacası gereksiz kızgınlıklar ve yorgun bir ruh hali. Şimdiyse bu yorgunluğumu yine çiçek çizerek atıyorum.”

İşte JR. böyle bir şey. Özetle insanın kendine yakışanı giymesi gibi bir şey. Umarım daha fazla kafa karıştırmamışımdır.

Keyifli okumalar, 30 yaş üstüne de 🙂

Didem Öner

JR. Yayın Yönetmeni

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Haziran 2015 sayısında yayınlandı.