Hayatım Animasyon: Cihan Kılıçcıoğlu

Ocak 2016 sayısında, Anima İstanbul‘un Karakter Animatörü Cihan Kılıçcıoğlu, mesleğiyle ilgili sorularımızı cevapladı.

Karakter animatörü olma sebebim:

Ben de zaman zaman kendime soruyorum 🙂 Görsel İletişim Tasarımı mezunuyum. Ama benim ilgimi çeken kısım hep animasyon içeren derslerdi. Mezun olup bir süre sanat yönetmeni olarak çalıştım. Ne kadar keyif alsam da animasyonun yeri ayrıydı. Şimdi değerini çok daha fazla anladığım bir kararla sıfırdan karakter animasyonuna başladım. Çok klişe olacak ama karaktere hayat verebilmek gerçekten enteresan bir duygu.

cihankilicciogluİş tanımım vs. gerçekte yaptığım:

Eşe dosta anlatılabilecek kıvamdaki tanımı 3D dünyadaki karakteri hareket ettirmek olsa da gerçekte çok fazla referans video izlemek, yaptıracağınız hareketi kendiniz üzerinde test etmek ve istenilen duyguyu karakter aracılığı ile göstermeye çalışmak. Birlikte çalışmak istediğim markalar/ isimler: Efsane animatörlerden Glen Keane süpervizörlüğünde çalışmak unutulmaz olurdu.

Kariyerimle ilgili en büyük hedefim: Her animatör gibi Pixar, Disney, BlueSky gibi stüdyolarda çalışabilmek en büyük çaplı hedefim. Ama bundan daha önemlisi de bu mesleği artık yapmadığımda dönüp bakıp gurur duyabileceğim çalışmalar yapabilmiş olmak.

Sektörü sevmemi sağlayan etkenler: Kurumsal şirket kısıtlamalarıyla boğulmuyor olmamız, çevremdeki herkesin farklı şekillerde yaratıcı ve eğlenceli insanlar olmaları bence önemli. Araştırma niyetine animasyon filmlerine gitmek, referans bakmak için YouTube kedi videolarını tüketmek de bonusu.

Sektörden soğumama neden olan etkenler: Reklam animasyonu için özellikle son dakika revizyonları, çalışma saatleri, müşteri-ajans-animasyon stüdyosu üçgeninde git-gel ile telef olan projeler heves kırıcı olabiliyor.

Şimdiye kadar yapmış olduğum en favori işim: Kesinlikle Kötü Kedi Şerafettin filmi. Hem sınırlarımı zorladığım hem de animasyonla ilgili birçok şeyi ilk defa keşfettiğim bir proje oldu. Reklam ve dizi projelerinin sınırlı zaman durumu aksine karakterlerin kişiliğini oturtmak için çok daha uzun çalışmalar yapabildik. Karakter nasıl oturur kalkar, nasıl konuşur tartışacak zamanımız oldu. Seslendirmenin çok iyi olması bizi de gaza getirdi ve bu sayede her bir sahneye kan, ter ve gözyaşı şeklinde emek verdiğimiz bir iş oldu 🙂 Herkes verileni yapmak yerine elinden gelen en iyi işi ortaya koymaya çalıştı. Bu yüzden çalışırken gerçekten keyif aldım.

Bana ilham verenler: Enteresan bir şekilde hem bundan yıllar önce imkansızlıklar içinde yapılmış projeler yaratıcılıklarıyla, hem de şu anki teknolojik gelişmeler açtığı kapılarla ufku genişletiyor.

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Ocak 2016 sayısında yayınlandı.