Sen, ben ve tüm insanlık için…

Tıpkı Michael Jackson’ın dediği gibi:

“Heal the world, make it a better place. For you and for me…”

İnsanoğlu yenilik ve ilerleme adına birçok atılım gerçekleştirirken, bir yandan da ortaya koyduğu bu yeniliklerin gücünden ve uzun dönemde getirebileceği sonuçların belirsizliğinden korktuğu bir gerçek.

Toplumsal düzen adına yeni kurallar yazıyor; elektrikli otomobiller üretiyor; mimari yapımızı değiştiriyor; akıllı kentler, evler, araç-gereçler üretiyor; kendi türümüzden ayırt etmekte zorlanacağımız insansı robotlar yapıyoruz. Bu saydıklarıma eklenecek daha birçok şey mutlaka var ama bunlar bile o kadar kısa sürede sunuldu ve bizi öyle bir değişimin içine soktu ki o eski halimizden eser yok şimdi… Eskiden sahip olmadığımız, gerçek olabileceğini aklımıza dahi getirmediğimiz şeylerin bugün bağımlısı olduk. Ve şimdi bir yandan “Güzel şeyler de oluyor ya” derken öte yandan felaket senaryolarımıza her gün bir cümle, bazen bir paragraf daha ekliyoruz: “Robotlar hepimize hakim olacak, insani değerlerimizden uzaklaşacağız, artık gerçek ve samimi ilişkilerin yerini sanal ve samimiyetsiz ilişkiler alacak ve doğa ondan aldıklarımızın acısını bizden çıkaracak…”

Tüm bunlar üzerine konuşacak çok şey var ama mesela robotların bize saldırması ihtimalinden daha yakın bir kıyamet ihtimaliyle karşı karşıya değil miyiz sizce de? Elbette güzel şeyler de oluyor dünya üzerinde. Artan dünya nüfusu – ki son 200 yılda 1 milyardan 7 milyara yükseldi – ve değişen yaşam tarzlarımızla, sürdürülebilirliğe olan ihtiyacımız daha da artarken, doğaya daha iyi davranmamız gerektiğinin bir kez daha farkına varıyoruz. Dünyanın birçok ülkesi de yatırımlarını bu yönde artırmaya başlıyor. Son yıllarda yapılan yatırımlar da yavaş yavaş meyvesini veriyor. Örneğin; Dünya Ekonomik Forumu’nun geçtiğimiz günlerde yayınladığı yeni rapora göre; yeni enerjinin elde edilmesi noktasında güneş enerjisi fosil yakıtlardan daha ucuz hale gelmiş durumda. Gelişmiş ülkeler, önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde petrol kullanımını tamamen yasaklama planı yapıyorlar. Petrol ve gaz üretiminin %20’sini temsil eden 11 şirket, karbon salımını azaltmak ve yenilenebilir enerjileri desteklemek amacıyla bir yatırım fonu kurmayı planlıyorlar. Bunlara benzer planların gerçekleşebilmesi içinse daha fazla teknolojik gelişmeye ve güçlü bir iradeye ihtiyacımız olduğu da bir gerçek tabii…

Gelin görün ki, farklı coğrafyalarda insanlar açlıktan, savaştan, terörden, kıtlıktan, kirli havadan ya da kaynaklara erişiminin sınırlı oluşundan yaşamını yitiriyorken; insanoğlu olarak korkmamız gereken asıl şey kendi irademiz. Kapağımızın bu ayki çizeri Gökalp Gönen’in de söylediği gibi “Eğer yeterince idare edebilirsek mirasçımız robotlar belki bu kusuru örtüp kaldığımız yerden devam edebilirler.”

Daha umutlu bir yıl ve dünyayı – robotlardan medet ummayacağımız – daha iyi bir yer haline getirebilmek dileğiyle…

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Ocak 2017 sayısında yayınlanmıştır.