Hayalleri oldukça hikayesi devam edecek!

Enes Ünal, Manchester City’e transfer olduktan sonra FourFourTwo’ya yazdığı yazıya “Hayallerim oldukça hikâyem devam edecek” başlığını atmıştı. Biz de aynı fikirdeyiz! 

Çağatay Çelik

Konu toplantısında sevgili ya-yö’müz Seda Büktel, bu ay sizlere ne sunabileceğimi sormuştu. Genelde Türkiye dışından şeyler önermiştim, bir tanesini seçmişti. Ben de hazırlamaya başlamıştım. Ancak 30 Mart’ta yayınlanan bir röportaj, ani bir fikir değişikliğine neden oldu ve Enes Ünal’ı yazmaya karar verdik. 19 yaşında bir genç, Manchester City’nin kulüp televizyonuna, yanında tercüman olmadan İngilizce röportaj veriyordu. Bu, Türk futbolunda alışık olduğumuz bir şey değildi!

Enes’in saha içinde yapabildiklerini yazmaya kalksak, özel bir dosya hazırlamamız gerekir. Her geçen gün, müthiş potansiyelinden örnekler sunmaya devam ediyor. Ancak konumuz, yetenekleriyle sınırlı değil. Çünkü Enes, genelde “Türk futbolu beni neden yoruyorsun?” diye sorduğum bir ortamda, bana umut aşılayan şeylerin başında geliyor!

Enes, FourFourTwo’ya yazdığı yazıda, “İnsan, hikâyeleriyle var olan, gelecek nesillerle bu hikâyeleri paylaştığı sürece dünyadaki varlığını da sürdüren bir canlı” diyordu. “Duygularımız, yaşadıklarımız ve yaşattıklarımızla bu dünyada iz bırakmak için hayatlarımızı sürdürüyoruz. Önümde güzel bir macera var ve ben de bu maceranın peşinden koşabileceğim enerjiyi, gücü ve azmi hissediyorum.” Dünyanın bir ucundayken kaleme alınan bu sözlerin okuyuculara ulaşmasının üzerinden birkaç ay geçti. Enes, bu zaman diliminde Genk’e kiralandı ve Belçika’da yaşadı. Daha sonra şansını Hollanda 2. Lig ekiplerinden NAC Breda’da denedi. Burada gösterdiği performansla bu yaz yine Hollanda ekiplerinden ama bir üst ligdeki Twente’ye kiralandı. Şu sıralarda takımının gol yükünü çekiyor. 26 lig maçında 14 gol atmayı başardı.

Yeşil sahada olduğu kadar çizgilerin dışında da gelişti. Hem de birçoğumuzun alışık olmadığı kadar. Bu süreçteki paylaşımlarından anladığımız kadarıyla bolca kitap okudu, kendini harika şekilde ifade etti. Türk futbolunun sorunlarına dair hemen hemen herkesin imza atacağı tespitlerde bulundu. Ancak tevazusunu korumayı sürdürdü. “Kendimi taktiksel, fiziksel ve yaşam tarzı olarak geliştirdiğime inanıyorum” diyordu Enes, City TV’ye verdiği röportajda. Bununla yetinmeyeceğini, çalışmaya devam edeceğini de ekleyerek. 2013 yılında okulda check-in yapan arkadaşına “Geliyorum ben yok yazdırma” mention’ı atan çocuk, şu sıralarda İngiltere basını tarafından bir dünya devi olan Manchester City’nin gelecek sezonki umutlarından biri olarak gösteriliyor. Sadece yabancılardan değil, Türkiye’den de birçok övgüyü topluyor. Milli takımın kaptanı Arda Turan genç futbolcu için “Enes’e bayılıyorum” diyordu geçen hafta verdiği röportajda. “Hepimiz için güzel bir örnek. Enes’in özel hayatı, davranışı, sosyal medyayı kullanışı, yaşam tarzı, onu her haliyle beğeniyorum.”

Enes, futbolcu Mesut Ünal’ın futbolcu oğlu, babalarının izinden giden iki küçük kardeşin abisiydi. Artık sadece Ünal ailesinin değil, Türkiye’de futbolcu olma hayalleri kuran birçok gencin abisi. Annesi, o doğduğunda bacaklarının çok yamuk olması nedeniyle çok üzülmüş. Doktor ise “Kızım neden üzülüyorsun, çok iyi futbolcu olur bundan” sözleriyle kendisini telkin etmeye çalışmış. Enes, çok iyi bir futbolcu oldu ancak şu sıralarda çok daha fazlası olma yolunda ilerliyor. Bir teselli ancak bu kadar gerçeğe dönüşebilirdi!

 

Bu yazı ilk olarak JR by Campaign Nisan 2017 sayısında yayımlanmıştır.