Son yılların megatrendi: Endüstri 4.0

Dünyada Almanya öncülüğünde gerçekleşen Endüstri 4.0 konuşulurken Türkiye’de bu dönüşüme adapte olabilmek için makinelerle nasıl konuşacağımızı öğretecek eğitimlere ağırlık verilmesi şart.

Yıldırım Ünverdi
ULMER AR-GE ve Bilişim Koordinatörü
Bahçeşehir Üniversitesi

 

 

Artan küreselleşmenin, bilgi ve iletişim teknolojilerinin  her geçen gün gelişmesi sonucunda hayatın her alanını etkilediği bir dönemdeyiz. Son yıllarda en çok telaffuz edilen, en çok söylenen terim Akıllı terimi ve bu terim, zaman ve gelişmelere bağlı. Örnegin: 1935’teki “Akıllı Ev” her odada elektrikli bir ışık, 1955’te “Akıllı Ev” her odada bir TV ve telefon sonradan 2005’de ise “Akıllı Ev” her odada bilgisayar demekti. Bu nedenle, akıllı kavramı bir tanımda kullanıldığında her seferinde zamansal bir çağrışımda bulunduğunu ve gerçek anın yönlendirdiği teknoloji ile değişeceğini akılda tutmak önemli.

Son yılların megatrend söylemi Endüstri 4.0 herkesin dilinde. Bu kavramı yani akıllı sıfatını bu sefer şirketler kendi içlerinde kullanıyorlar. Akıllı hareketlilik, akıllı şebeke, akıllı lojistik ve akıllı evler-binalar gibi diğer akıllı altyapı arayüzleri Endüstri 4.0 için neredeyse merkezi önem taşıyor.

Nedir bu Endüstri 4.0?

Tarihsel boyuta baktığımızda ilk Sanayi Devrimi (1.0) su ve buhar gücünü kullanarak mekanik üretim sistemleri ile ortaya çıktı. İkinci Sanayi Devrimi (2.0) ile elektrik gücünün yardımıyla seri üretim tanıtılmıştı. Üçüncü Sanayi Devriminde (3.0) ise dijital devrim, elektroniklerin kullanımı ve BT (Bilgi Teknolojileri)’nin gelişmesiyle üretim daha da otomatikleştirildi. Şimdi ise dördüncü Sanayi Devriminden (4.0) bahsediyoruz. Akıllı sensörlerin, dijital iletişimlerin, otomasyonun ve robotiklerin kullanımına dayanan yeni verimlilik algısı, üretim, lojistik ve daha birçok alan olmak üzere bütün sektörler bu çercevede entegrasyonu sağlayacaklar. Bu yükselen megatrend kısacası, çok çeşitli endüstrilerin hammadde ve bitmiş ürünlerin tedarik, işleme ve dağıtımına yaklaşım biçimini değiştiriyor ve bu durum Dördüncü Sanayi Devrimi ya da Endüstrisi 4.0 olarak adlandırılıyor.

Almanya’nın öncülüğünde bir devrim

Dünyanın dördüncü, Avrupa’nın en büyük endüstri ülkesi, şimdi Endüstri 4.0 devrimine öncülük etme rolünü üstleniyor. Almanya’da Endüstri 4.0 terimi ilk defa 2011 yılında Hannover Fuarı’nda kullanıldı. 2013 yılında Alman Hükümeti kendi Endüstri 4.0 dönüşüm yol haritasını hazırlamaya başladı. Audi, Daimler, BMW, Bosch, Siemens, Bayer gibi Almanya’nın birçok dev şirketi yatırımlarını bu yönde hızlandırdı.

Aslında bakıldığında buradaki amaç Çin ve Hindistan ile rekabet ve dışa bağımlı üretimden kurtulmak. Almanya ve ABD gibi ülkeler, zirveyi hızla yükselen Çin ve Hindistan gibi ülkelere kaptırmamak için ellerindeki geleneksel üretim modellerini, var olan teknolojik birikimleriyle birleştirmek zorunda kaldı.

Endüstri 4.0’ın iç yüzü

Şirketlerin ürün ya da hizmet üretimlerinde gerçekleşen her süreç tüketiciye varana kadar hatta tüketicinin ürün ya da hizmeti kullanımı sonrası dahil olmak üzere birbiriyle bağlantılı hale gelecek. Büyük veri, yapay zeka, 3D yazıcılar gibi günümüzün önemli kavramların şirket içi süreçlerde dijital entegrasyonu sayesinde kurum içinde tek kişilik dev kadro misali işler yapılacak. Şirketler için maliyet azaltma, rekabet, verimliliği artırma ve daha birçok avantajı olan bu devrimin siber güvenlik eksikliği, yüksek ve pahalı teknik ekipmanlar gibi dezavantajları da bulunuyor. Özellikle de çalışanlar için durum pek iç açıcı olmayabilir çünkü yapay zekanın, robotiklerin yer aldığı birçok alanda artık fiziksel iş gücüne, yani insana olan talep azalacak. Bu durumun da işsizliği beraberinde getirmesi bekleniyor. Bir diğer önemli ve dikkat edilmesi gereken husus, şirketlerin verilerinin ve sistemlerinin birçok siber tehdide maruz kalacak olması. İyi ve güçlü bir siber güvenlik ağı kuramayan şirketlerin gelecek tehlikeler sonucunda işlerinin sekteye uğraması an meselesi.

Türkiye kaç.0?

Bahçeşehir Üniversitesi ve Turkish Times bünyesinde gerçekleştirilen Endüstri 4.0 ana başlığında yuvarlak masa toplantılarında birçok farklı sektörün profesyonelleri ve yöneticileri ile ülkemizin dijital transformasyonunu masaya yatırdık. Başlıca öne çıkan sonuçları ele alacak olursak bunların başında dijitalleşme adaptasyonun bireyleri eğitmekten geçtiği ve eğitim sisteminin bu yönde değişmesi gerektiği vurgulandı. Alibaba CEO’su Jack Ma yaptığı bir açıklamada, hükümetleri eğitim sisteminde reform yapmaya çağırdı ve insanların makinalarla nasıl çalışması gerektiğinin anlatılması gerektiğini söyledi. Çünkü ileride bahsettiğimiz gibi fiziksel güçten ziyade dijital diline hakim, yaratıcı kalifiyeli elemana ihtiyaç duyulacak. Bunu sağlamak için de öncelikle eğitimin bu alanlarda verimli ve kaliteli olması gerekiyor. Ülkemizde  endüstri 4.0 konusu hakkında herkesin bir fikri var, bu konu doğrultusunda özel toplantılar, kongreler ve seminerler yapılıyor lakin altyapıların oluşturulması, entegrasyon için girişimler gibi aksiyona geçilme boyutunda ise durum pek iç açıcı değil. Ülkemiz şu anda endüstri 2.0-3.0 arasında bir yerde. Gerekli yatırımların yapılması, şirketlerin ve çalışanların bilinçlendirilmesi, teşviklerin, eğitimde reformun sağlanması sonucunda hızlı bir atılımın olacağı kanaatindeyim ama tabii ki de bunlar olurken diğer ülkeler 5.0, 6.0, 7.0’dan bahsediyor olabilir. Amaç sadece bir anda hadi 4.0, 5.0 ya da 6.0 olalım demek değil, unutmayalım ki bu bir vizyon ve asıl önemli olan bu vizyona sahip olup bu doğrultuda sürdürülebirliliği sağlamak.

"Endüstri 4.0, sadece gösterişli bir slogandan daha fazlasıdır. Trend ve teknolojilerin birleşmesiyle, işlerin yeniden şekillendirilmesini vaat eder." Cornelius Baur and Dominik Wee, McKinsey & Company

"Yangın sigortası yaptırmak için evinizin yanmasını beklemezsiniz değil mi? 4. Sanayi Devrimine hazır olmak için de toplumun buna hazır olmasını bekleyemeyiz." Robert J. Shiller, Yale University

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Haziran 2017 sayısında yayımlandı.