Eskişehir’de Aralık…

Elif Küçük (24) 
Anadolu Üniversitesi, Basın ve Yayın

Hayatın temposuna, işlerin yoğunluğuna, dağ gibi ödevlere, sınavların stresine kendimizi kaptırmış giderken sizce de omuzlarımıza biraz fazla yük bindirmiyor muyuz? Hayatlarımızın başrolünü kapmışken, gün geçtikçe ağırlaşan ve bizi kamburlaştıran bu yükleri bir kenara koyma hakkını da kendimizde bulamıyor muyuz? Merdivenleri ikişer üçer atlayıp, dünyanın çetrefilli hallerine uyum sağlamaya çalışırken neden bu basamakları ağır ağır tırmanamıyoruz? Sanırım hepimizin biraz soluklanmaya ihtiyaç duyduğu zamanlar yaşıyoruz. Haydi gelin, derin bir nefes alalım ve içimize dolan soğuk havayla zihnimizi arındıralım. Bu esnada Eskişehir’e yapacağımız kaçamak için hazırladığım listeye göz atmayı da unutmayalım 🙂

Parmaklar deklanşörde!

Tarihin tozlu sayfalarında gezinmeyi sevenler Eskişehir’in ilk yerleşim yeri olan Odunpazarı semtine önceliği verebilirler. Dar, kıvrımlı ve çıkmaz sokaklarda yan yana sıralanan ahşap süslemeli ve cumbalı evleriyle nam salan Odunpazarı, kültürel ve tarihi mirasın en önemli örneklerinden. Osmanlı’nın kent mimarisiyle bezenmiş, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde adından söz ettirmiş ve geçtiğimiz yıllarda UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmış olan Odunpazarı Evleri, yapılan restorasyonlar sayesinde dimdik ayakta kalmayı başarıyor. Geçmişten günümüze tarihle iç içe yaşamayı kendine ilke edinen Odunpazarı, zanaatkârların oldukça fazla bulunduğu ve zanaatlarıyla sokaklara renk kattıkları bir mevki olarak da tanınıyor. Hatıralarınızı taze tutmak ve hediyelik eşyalar satın almak istiyorsanız cam sanatları ve lüle taşı işlemeciliği gibi el emeği göz nuru eşyalarla karşılaşacağınız bu sokaklar beklentilerinizi tam olarak karşılayacak nitelikte. Odunpazarı bu kadarla sınırlı değil elbette. Eskişehir’in manzarasını ayağınıza seren, büyük bir yapay şelaleye, yürüme yollarına, seyir terasına, ahşap yel değirmenine ev sahipliği yapan Şelale Park çayınızı yudumlarken dinlenme fırsatı bulabileceğiniz bir durak. Bir güne çok şey sığdırdık, yorulduk diyorsanız sizleri Eskişehir’in geleneksel lezzetini tatmaya davet ediyorum. Kentpark’ta tarihi bir bina içerisinde yer alan Has Kırım Çibörekçisi tam da aradığınız adres olacak. Bu şehrin çiböreğini yemeden asla gezimiz bitti demeyin. 🙂

Duyduk duymadık demeyin!

Tempodan uzak, huzura yakın bir ay diledik. Ben de sizleri farklı tınıların eşsiz zerafeti ile başbaşa bırakıyorum… Çağdaş kadın ozan geleneğini sürdürme arzusuyla hayatımıza giren ve müzik dünyasında kendine özgü bir yer edinen Jehan Barbur, 1 Aralık’ta Shakespeare Pub sahnesinde kalbimizin en derinine işleyecek. Halk türkülerini yeniden yorumlayan ve geniş kitlelere hitap eden Yeni Türkü de son albümleri “Şimdi ve Sonra” ile 2 Aralık’ta, farklı repertuvarları ile birçok başarılı şarkıya imza atan Ezginin Günlüğü ise 16 Aralık’ta 222 Park Eskişehir sahnesinde şarkılarını seslendirecek.

Hayat damarlarınıza giden yolda bir mola

Duygularımızın karmakarışık olduğu, neye ağlayıp neye güleceğimizi şaşırdığımız bugünlerde gelin tüm birikmişlikleri bir anda dışa vuralım. “Peki, ama nasıl?” diyorsanız Cengiz Toroman’ın yazıp yönettiği, Levent Üzümcü’nün hayat verdiği “Anlatılan Senin Hikâyendir” adlı tiyatro oyunu bize epey yardımcı olacak gibi gözüküyor. Gülerken ağlatan ağlatırken düşündüren oyun, 7 Aralık’ta Eskişehir Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde kendinizden de bir parça bulacağınız hikayelerle karşınızda olacak.

Bu kadar duygu değişiminden sonra kahkahanın da hatırı kalmamalı… Kimi oyuncu, kimi yazar, kimi İngiltere’de stand-up yapıp gelmiş 7 kadın komedyenden oluşan Hatunlar Stand-up – Çok da Fifi ekibi, 8 Aralık’ta Shakespeare Pub’ta gülmekten çenenizi ağrıtacağa benziyor. “Hayatla dalga geçemezsek valla çatlarız diyen ekip hayatı biraz da tiye almamızı öneriyor. Cem Davran ve Erkan Can gibi usta isimlerin rol aldığı “Alevli Günler” adlı tiyatro oyunu da 19 Aralık’ta Eskişehir Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde sizleri bekliyor.

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Aralık 2016 sayısında yayımlandı.