Hayatım Reklam: Duha Keleşoğlu
JR. Mart sayısında Hayatım Reklam köşemizin sorularını Serdesin’de Jr. Reklam Yazarı olan Duha Keleşoğlu (22) yanıtladı.
Reklamcı olma sebebim:
Hayatta her şeyin bir hikayesi olduğuna inanıyorum ve sanırım her konuda gerçek hikayelerden beslenmeyi seviyorum. Ben de önce incelemeye sonra yazmaya başladım. İnsanları dinledim, bir şeyler okudum, sokağa indim. Esasen Balıkesir’de Gemi İnşaatı okuyordum, isteksizce. Bir gün art director olan ağabeyim “Hadi be oğlum, gemici mi olacaksın?” deyince dank etti. “Duha,” dedim, “yazıyorsun bu hayatı.” Pılımı pırtımı topladım. Evimi, eşyalarımı da “Batan geminin malları bunlar” diyerek öğrenci arkadaşlara dağıttım. Bir tek ceketimi olmasa da ceketimle birlikte valizimi de aldım, reklam dünyasına yelken açtım. İlk zamanlarda çok zor yollardan geçtik tabii, bi’ kaç yerde bu işi yapmıştım. Ancak iş tanımım ve gerçekte yaptığım o yerlerde birbirini tutmadı. İnsanın kendini boşlukta hissettiği anlar olur ya, ki ben o anları çok yaşamışımdır. Bi’ gün kafam attı, Serdesin’e mail attım. Babam esnaf olduğu için “Esnaf Reklamcılık” çok kanımı kaynatıyordu. İlan falan yok ama ortada, kafama göre, çok umutlu değilim yani. Bi’ baktım mail gelmiş. Öyle hemen olmadı tabii, zor oldu ama sonunda “Esnaflık kazandı be” dedim. Eh… İşte geldim, buradayım.
İş tanımım vs. gerçekte yaptığım:
Bizim dilimizde Kalfa – Laf Söz Esnafı’yım, yani Jr. Reklam Yazarı. Gerçekte yaptığım/yapmaya çalıştığım tam olarak bu. Toplanan hikayeler, o hikayelerle buluşturulan hayal gücü. Bunun sonunda da ortaya çıkan ve inceden gururlandıran işler.
Birlikte çalışmak istediğim markalar / kampanyalar:
Cesur bir şekilde istediğini söyleyen ve samimiyetin gücüne inanan her marka ile çalışırım, çalışmak isterim. Öyle olmaz isim ver diyorsanız İKSV ve hastalık derecesinde taraftarı olduğum için Beşiktaş J.K. Şu an, aklıma gelenler bunlar.
Kariyerimle ilgili en büyük hedefim:
Hedefim; heyecanımı hiçbir zaman kaybetmeden, başarıya olan açlığımın hiç bir zaman tokluğa dönüşmemesi.
Sektörü sevmeme / sektörden soğumama neden olan etkenler:
Sektörü sevmeme neden olan şey aslında sektöre başlamama sebep olanla aynı. Hikayenin gücünü, gerçeğe yansıtabiliyor olmak bu sektörde var olma isteğimi körüklüyor. “Aaa sektörde böyle şeyler mümkün değil, özgür değiliz” dediğinizi duyar gibiyim. “Yine dene, yine yenil, daha iyi yenil” elbet bir yerlerde değerini bulursun, ben buldum.
Soğumak değil de daha hırslı çalışmamı sağlayan ise gerçekten hiç bi’ görüsü, fikri olmayan işlerin hayata geçmesi. Yoksa mesaidir, yoğunluktur, seviyoruz bu hayatı.
Birlikte çalışmak istediğim ünlü:
Burada başı Mahmut Tuncer çeker, mazi kalbimde yaradır bu konuda. Bunun yanı sıra hafızalara kazınacak, gücüne inandığım bir işim olduğunda Zeynep Çamcı olmadan satmayacağım o işi. Bir de Cengiz Bozkurt var, uzun süren bir projede onunla da çalışmayı, çalışırken eğlenmeyi isterdim.
Örnek aldığım kişi(ler):
Ben hayatta en çok kardeş olmayı iyi becerdiğimden, abilerimi örnek alırım.
Risk almayı, cesareti ve harekete geçmeyi öğreten abim Semih Keleşoğlu. Yaratıcılığı, zekası ve samimiyetiyle rol modelim olan bir diğer abim Serhat Bayram. Bir de bana değer veren, yol gösteren, güçlerini arkamda hissettiren kreatif abilerim var; Erdem Güngör, Nevzat Özenmiş, Cihan Önder.
Biz usturayı ustalardan alıyoruz.
Şimdiye kadarki en favori çalışmam:
Hepsi bizim ekmeğimiz, hepsi en favorimiz. Ama karakterimi yansıtan ve çok heyecanlandığım Coca-Cola & Pizza Pizza’ya yaptığımız ortak kampanya filmi olabilir. Çünkü hedef kitlesi ben olduğum bir işti, genç kafa bir iş çıkardık. Boomerangıyla, Kamufle’nin rapiyle, yeni nesle hitap gücü çok yüksekti. Bir de bizim “rap yapıyoz, düşman kazanıyoz” goygoyumuz vardır. Onu tam anlamıyla gerçekleştirdiğimiz, aşırı eğlendiğimiz bir işti.
Bu yazı ilk olarak JR. By Campaign Mart 2018 sayısında yayımlandı.