Ayın Jr. sanatçıları: Damlasu Yasa & Emre Demirtaş

Ağustos ayının yapay zeka temalı kapağında iki ismin imzası yer alıyor: Güzel Sanatlar’da Sanat Yönetmeni olan Damlasu Yasa (27) ve aynı ajansın reklam yazarı Emre Demirtaş (27).

Damlasu ve Emre kimdir? Kaç yaşındasınız, nereden mezunsunuz ve hangi işle meşgulsünüz?

Damlasu: 1990 yılında İstanbul’da doğdum. Antalya Koleji Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünü bitirdim. Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı bölümünden mezun oldum. Kariyerim için yararlı olacağını öngördüğüm Reklam İletişimi ve Tasarımı bölümünde de yan dal yaptım. Şu anda Güzel Sanatlar Reklam Ajansı’nda sanat yönetmeniyim. Aynı zamanda moda ağırlıklı olmak üzere çeşitli dergilerde sanat danışmanlığı ve kolaj çalışmaları yapıyorum.

Emre: Güzel Sanatlar Reklam Ajansı’nda reklam yazarıyım. Ayrıca diziler ve filmler için senaryo grubunda çalışıyorum. 27 yaşındayım. Mühendisim fakat Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Bölümü’nü bitirmek üzereyim.

İllüstrasyon ve tasarıma / yazmaya ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?

Damlasu: Grafik tasarımcı bir baba ve seramik sanatçısı bir annenin tek çocuğu olarak bu işlere küçük yaşta giriştim. Bir şeyler çizmeyi, karalamayı, birleştirmeyi, bozmayı, yaratmayı hep çok sevdim.

Emre: Küçüklüğümden beri yazmaya çabaladım. Sözlükte yazdım, dergilere yazdım, bloglara yazdım. 24 yaşında farkına vardım ki yazmak işim olursa çok mutlu olacağım. Girişimlerim tesadüfleri doğurdu ve profesyonel olarak yazmaya başladım.

Bu alanda şimdiye kadar neler yaptınız? Şimdiden sonraki planlarınız neler? Şu sıralar üzerine çalıştığınız bir proje var mı?

Damlasu: Güzel Sanatlar Reklam Ajansı’ndan önce Istanbul’74 kültür sanat platformu adı altında yerel, global markalarla ve ünlü isimlerle kreatif çalışmalar gerçekleştirdim. Ama her zaman gönlümde reklam ajansında çalışmak vardı. Şimdi olmak istediğim yerdeyim. Daha büyük markalarla, daha büyük işler yaparak çalışmalarıma devam ediyorum. Yeni projeler, kampanyalar, çekimler… Her zaman gündemimde. Yoğun bir şekilde de devam ediyor.

Emre: İki buçuk yıldır Güzel Sanatlar’da yazarlık yapıyorum. Kristal Elma ve Effie alan işlere imza attık. Şimdi sinema ve televizyonda görmeye alışık olduğumuz hikâyelerden ve yapımlardan farklı olan işlerin yaratıcı ekibinde de yer almak istiyorum. Bu alanda çalıştığımız ve hayata geçmek üzere olan işler bu yönde. Damlasu’yla ekip arkadaşıyız. Eti’nin yıllık iletişim faaliyetleri çerçevesinde ajansımızda olan markalarına işler üretmeye devam ediyoruz.

Çalışmalarınızda genelde nasıl bir tarz seçiyorsunuz? Nelerden ilham alıyorsunuz?

Damlasu: Bir şeyleri kolajlayarak, zamansız ve farklı parçaları bir araya getirmekten doğan kargaşanın kendi içinde yarattığı uyumunu seviyorum. Çalışmalarımda hatta dünyamda her zaman renklere yer var. İzlediğim bir çizgi film, bazen kitap karıştırırken karşıma çıkan bir söz, bazen yoldan geçen bir otomobilden çalan müzik, bazen yediğim bir yemek bile bana ilham kaynağı olabiliyor.

Emre: Hikâye ve orijinallik benim oksijenim. Mevzu uzayda da geçse, bir Anadolu köyünde de geçse, duygu, hikâyelerdeki vazgeçilmezim. Hikâyenin çıktığı her şeyden ilham alıyorum. Bu bazen bir tweet, bazen bir otobüs sohbeti, bazen bir film, bazen bir kitap, bazen de bir geyik muhabbeti olabiliyor.

JR. kapağında yer alan çalışmanızda size ilham veren ne oldu?

Damlasu ve Emre: Zeka konusu aldı başını gidiyor. Yapay zeka, insanın kendi zekasını anlama konusunda önemli bir kulvar. Kendi beyinlerimizin simülasyonunu yapmaya çalışıyoruz. Buralara kolay gelinmedi tabii. Gündemi yakalarken eskiyi selamlamak, filmlerin ve kitapların da önümüzü açtığını kabul etmek gerekir. E haliyle hepsini toptan analım, çorbaya da bir tuz atalım istedik. Bilinci, zekayı, insanı çok seviyoruz.

Türkiye’de ve dünyada örnek aldığınız isimler kimlerdir?

Damlasu: İşlerini takip etmekten keyif aldığım, tarzlarına hayran kaldığım ve keşke ben yapsaydım dedirtecek isimler: Eugenia Loli, Ana Strumpf, Luca Finotti. Bunlar en sevdiklerim.

Emre: Nolan biraderleri seviyorum. Edgar Wright, Malcom Gladwell, Charlie Kaufmann, Dennis Villeneuve, Spike Jonze, John Lasseter, Ray Kurzweil, Edward O. Wilson, Vince Gilligan, David Chase, Terry Gilliam…

Kariyerinizdeki en büyük hedefiniz nedir?

Damlasu: Geçen yıl Young Lions Türkiye Basın kategorisinde ülkemizi Cannes’da temsil etmeye hak kazandım. Benim için harika bir tecrübe oldu. O atmosferi tattıktan sonra kesinlikle olmak istediğim yer, dünya çapında ses getirecek bir projenin yaratıcı ekibinde yer almak.

Emre: Aynı yıl ben de farklı bir yarışma birinciliği ile Cannes Lions’a gitme fırsatı yakaladım. Bu atmosferi gördükten sonra bir sinema filmiyle uluslararası yarışmada ülke temsiliyeti fikri rüyalarımı süsler oldu. Neden olmasın?

Bu alanda ilerlemek isteyenlere neler önerirsiniz?

Damlasu: Her şeyden önce sevdiğiniz işi yapmak pek önemli. Sonra da onun için çaba harcamak ve işinizi sahiplenmek. Bu süreçte tabii ki çok fazla gözlem yapmak, izlemek, okumak, dinlemek, gezmek, iletişim kurmak gerekli.

Emre: Klasik olacak ama Damlasu’ya katılıyorum. İşinizin yataktan kalmak için size güç veren şeyle paralel olması çok önemli. Hiçbir şey için geç değil. İstediğiniz neyse peşinden gidin.

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Ağustos 2017 sayısında yayımlanmıştır.