Ayın Jr. sanatçısı: Gizem Gözde Uçar
Freelance illüstratör Gizem Gözde Uçar (27), Mart sayısı için yeni maceralar ve yolculuk temasını kapağa taşıdı.
Gizem Gözde Uçar kimdir? Kaç yaşındadır, nereden mezundur şimdi hangi işle meşguldür?
Kendimi kalbi her zaman çocuk olarak kalmış ve kalması için uğraşan biri olarak tanımladım. 6 Haziran 1990 doğumluyum. Koç Üniversitesi’nden İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyat ile Uluslararası İlişkiler çift anadal bitirerek mezun oldum. Üç sene kadar editör olarak çalıştıktan sonra, hayatımı tutkum olan çizimin etrafında kurmaya karar verdim. Şimdi çevirmen, eğitmen ve illüstratör olarak çalışmaktayım.
Çizime ilgin nasıl ve ne zaman başladı?
Çizime ilgim kendimi bildim bileli vardı diyebilirim. Ama çizim yapmayı sahiplenmemi ve bu konuda kendime güvenmemi sağlayan annemdir. Daha okumayı öğrenmeden önüme tuvali ve şövaleyi koyup yeteneklerimi güçlendirmem için bana yol gösterdi. O yaşlarda her çocuk resim yapar ancak annemin bu malzemeleri alması beni cesaretlendirdi. İş ciddiye binmiş gibi hissettim. O zamandan beri çiziyorum, öğreniyorum ve daha çok çiziyorum (Teşekkürler anne).
Bu alanda şimdiye kadar neler yaptın? Şimdiden sonraki planların neler? Şu sıralar üzerine çalıştığın bir proje var mı?
Uzun zamandır çocuklara yaratıcı yazarlık ve resim dersleri vermekteyim. Bazı vakıf ve kuruluşlar için hastane duvarlarını resimlendiriyorum. Yurtiçi ve yurtdışında farklı dergiler ve yayın kuruluşları için illüstrasyonlar ve tasarımlar yapmaktayım. Ayrıca geri kalan vaktimi verdiğim küçük bir Instagram projem var. Her hafta yazdığım kısa bir öyküyü 3 resim ile hayata geçiriyorum. Böylece boş zamanlarımı da yeni şeyler yazarak ve çizerek değerlendiriyorum.
Çalışmalarında genelde nasıl bir tarz seçiyorsun? Nelerden ilham alıyorsun?
Uzun seneler geleneksel çalıştım. Her boyayı, kalemi denedim. Artık dijital olarak çalışıyorum. Çalışmalarımda genelde anlamı direkt olarak ifade etmektense ima etmeyi ve benzetmeler kullanmayı tercih ediyorum. Yorumlanacak alan bırakmayı seviyorum. En çok duygulardan ilham alıyorum. İlk olarak da tabii ki kendi duygularımdan. İnsan duyguları ve deneyimleri çok geniş bir yelpaze, yani bitmek tükenmeyecek bir ilham kaynağı. Masallar ve çocuk öyküleri de bir diğer ilham kaynağım. Aynı masalda çocuklar ve büyükler için saklı farklı semboller bulmak mümkün. Anlatımın katmanlı olması, kendi çizimlerimde kullandığım anlatıma çok benzer.
JR. kapağında yer alan çalışmada sana ilham veren ne oldu?
Bu ayın konusunu da duygusal şekilde yorumlamak istedim kapak çalışmasında. İnsanın gideceği yer ve buna uygun olarak yanına alacakları çok önemli. Ama nereye gidersek gidelim yanımıza alacağımız ve almamız gereken şey yüreğimiz. Yeni maceralara atılmak için kalbimizi, anılarımızı, merak duygumuzu ve doğaya karşı saygımızı yanımıza alıp gitmeliyiz. Her yolculuk için geçerli bu bence; içimize yapacağımız yolculuklarda da.
Türkiye’de ve dünyada örnek aldığın isimler kimler?
Çalışmalarını takip ettiğim o kadar çok sanatçı var ki! Ama örnek almak denirse Maurice Sendak’i mutlaka söylemem gerek. Onun illüstrasyona ve hikaye anlatımına olan bakış açısını gerçekten örnek alıyorum. Virginia Mori, Miles Johnston, Heo Jiseon, Aykut Aydoğdu, John Kenn Mortensen ve Sadi Güran çalışmalarını severek takip ettiğim isimlerden birkaçı.
Kariyerindeki en büyük hedefin nedir?
En, en büyük hedefim iz bırakmak. Resimlerimle anlattığım hikayelerin insanlara bir şekilde ilham olması, ses olması, kalplerine dokunması. Bundan çok, çok seneler sonra hatırlanmak.
Bu alanda ilerlemek isteyenlere neler önerirsin?
İnatçı, kararlı olmalarını ve kendilerine güvenmelerini öneririm. Çünkü kendi yolculuğumda öğrendiğim şey, sevmediğiniz bir işte rahat etmektense, sevdiğiniz şeyler için savaşmanın her zaman daha çok tatmin ve mutluluk getirdiği. Ayrıca sürekli öğrenmek, merak etmek gerek. Hem de her şeyi! Size neyin ilham kaynağı olacağı, sizi neyin besleyeceği çok değişken olabiliyor. Önemli olan “tamam bitti” dememek, sürekli devam etmek.
Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Mart 2018 sayısında yayımlanmıştır.