Ayın Jr. sanatçısı: Zehra Bilge Bircan

Daha liseden yeni mezun olan Zehra Bilge Bircan (18), bu ayki sayımızın kapağına JR.’ın üçüncü yaş gününü taşıdı.

Zehra Bilge Bircan

Zehra Bilge Bircan kimdir? Kaç yaşındadır, nereden mezundur, şimdi hangi işle meşguldür?

İstanbul’da doğmuş, Beykoz’da büyümüş, kendinin farkına varmaya başladığından beri resimle uğraşan 18 yaşında bir çizerim. Lise sonda üniversiteye hazırlanmaya başlayınca bu süreci lisenin sonrasına uzatarak kendimi biraz daha geliştirmeye karar verdim. Şu anki uğraşlarım ise çizgi roman projem ve bir atölyede sabahtan akşama kadar çizim yapmak.

Çizime ilgin nasıl ve ne zaman başladı?

Çizim yapmaya olan ilgim, ben ana sınıfında pastel boyalarla cebelleşirken güzel sanatlara hazırlanan ablamı izleyerek başladı. Daha sonra bu dünyanın klasik ilkokul resimleriyle kısıtlı olmadığını fark edip rengarenk portreler çizmeye başladım. Ortaokulda iken dergilerden korka korka okuduğum Galip Tekin’in hikayelerindeki çizgilerine olan hayranlığım, beni çizgi roman denemeleri yapmaya itti ve ilk ciddi çizim çabalarım başlamış oldu.

Bu alanda şimdiye kadar neler yaptın? Şimdiden sonraki planların neler? Şu sıralar üzerine çalıştığın bir proje var mı?

Yaklaşık 5 senedir yazıp çizdiğim birkaç çizgi roman projem var. Aslında niyetim kısa kurgulara sahip çizgi romanlar değil, devasa evrenler yaratıp onları kağıda dökmek. Kolay bir iş olmadığını bildiğim için ben onları planlamaya ve çizmeye devam ederken bir yandan da şahsa özel illüstrasyonlar yapıyorum. Sonrası için planlarım kısa animasyonlar ve oyun tasarımı. Yazdığım kurguları hem animasyonlar hem de oyunlar ile destekleyerek kendime ait bir “IP”(Intellectual property) yaratmak istiyorum.

Çalışmalarında genelde nasıl bir tarz seçiyorsun? Nelerden ilham alıyorsun?

Çalışmalarımın en büyük ortak noktası elfler ve büyücüler. Tabii ki ilhamımı elf denilince akla ilk gelen yazar Tolkien’den alıyorum. Distopyalar yaratmak, bir sürü farklı karakteri içine koyup başlarına bir bela açıp sonrasında yapabilecekleri şeyleri hayal etmek ve bunları kağıda dökmek en çok yaptığım şeylerden biri. Aynı zamanda tüm karakterlerimin yüzlerini resmetmeyi seviyorum, hepsinin farklı özellikleri var ve ben hayal ettiğim en belirgin özelliklerini portreleriyle anlatmaya çabalıyorum. Karakterler ve distopyalar için iki büyük ilham kaynağım Dune ve Yüzüklerin Efendisi serisi. Frank Herbert ve Tolkien olmasaydı muhtemelen bunlar da olmayacaktı.

JR. kapağında yer alan çalışmada sana ilham veren ne oldu?

Derginin 3. yaşını kendi karakterlerimden biriyle ve kedilerimle kutlamak istedim. Neticede böyle özel günler sevdiklerinizle beraber güzelleşir…

Türkiye’de ve dünyada örnek aldığın isimler kimler?

Türkiye’de örnek aldığım en büyük isim Galip Tekin’dir. Onun hikayeleriyle tanışmam benim hayatımın mihenk taşlarındandır ve yaptığı işleri hayranlık verici bulmuşumdur. Dünyada ise Hayao Miyazaki ve Hiromu Arakawa benim için onların seviyesine gelme hayalleri kurduğum iki büyük üstat. Özellikle Hiromu Arakawa gerçekten yapmak istediğim şeyi yaptığı için onun yolunu izlemek benim için büyük bir onur olur.

Kariyerindeki en büyük hedefin nedir?

Benimle aynı düşünceleri paylaşan insanların oluşturduğu bir stüdyo kurup hayatımı çizgi roman ve animasyon yapmaya adamak istiyorum.

Bu alanda ilerlemek isteyenlere neler önerirsin?

Bu artık çok klişedir ancak desen geliştirmek için  “sürekli çalışmak” en faydalı öneri oluyor. Çizgi roman ve illüstrasyon için konuşacak olursam, bolca kitap okumak, film izlemek ve başka sanatçıların resimlerini inceleyip “gözünü eğitmek” sürekli olarak çalışmanın yanı başında mükemmel besleyiciler.

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign’in 37. sayısında yayımlandı.