Müzik severlere mutlu bir hafta sonu yaşatmak için 28-29 Mayıs tarihlerinde, Life Park’ı dev bir festival kasabasına dönüştürecek olan Chill-Out Festival Istanbul 2016 için yerinizi şimdiden ayırın…
Geçtiğimiz Mayıs ayında 10. yılını 20.000’e yakın müzik severin katılımıyla kutlayan ve 2006 yılından beri müzikal kalitesi ve doğa içerisindeki özgün atmosferiyle müzik severler için bir bahar klasiği haline gelen Chill-Out Festival Istanbul, Caz’dan soul ve funk’a, electronica ve house’dan indie’ye uzanan müzikal seçkisi, konsept sahneleri, kültürel ve sanatsal aktiviteleri, yoga programları, eşsiz doğası ve bu yıl da farklılaşarak sunacağı sıra dışı atmosferiyle, festival tutkunlarını büyüleyici bir yolculuğa davet ediyor. Katılımcılara şehir karmaşasından uzaklaşarak, doğanın içinde rahatça ve özgürce vakit geçirebilecekleri, seçkin lezzetlerden, tasarım butiklere; yaratıcı atölyelerden, sanatsal çalışmalara kadar bir hafta sonu boyunca birçok renkli deneyim sunacak olan Chill-Out Festival Istanbul, her iki günde de 12:00- 00:00 saatleri arasında, 3 sahnede toplam 24 saatlik müzikal programlaması ile gerçekleşecek.
Bu yıl festivalde yer alacak müzisyenler ise şunlar:
Bedouin (US)
Brooklyn tabanlı Bedouin; Tamer Malki ve Rami Abousabe’nin kendilerine özgü ritim ve melodi anlayışı üzerine kurulu bir DJ/prodüksiyon partnerliği. Dünyanın birçok yerine yaptıkları geziler sayesinde yakaladıkları geniş vizyonu olabildiğince doğal ve içten bir şekilde yaptıkları müziğe yansıtan ikili, eşsiz tınıları sayesinde Burning Man’in gözdesi Robot Heart’ın resident DJ’leri arasındaki yerlerini aldılar.
Her zaman evrilen zevkleriyle Bedouin, hayal gücünün hassasiyet ve duygusallığını araştırırken, ruhumuz ve gelecek arasındaki bağlantıları da yakalamaya çalışıyor.
Chairlift (US)
New Yorklu grubun başlangıcı Caroline Polachek ve Aaron Pfenning’in Colarado Üniversitesi’ndeyken perili evler için müzik yapma fikrine dayanıyor. Bu başlangıç grubun profesyonel müzik hayatına yol açıyor fakat Aaron kişisel projeleri için gruptan ayrılıyor. Şu an asıl üyelerinden Caroline ve 2007’de katılan Patrick Wimberly’le synth, avant-garde pop ikilisi olarak yoluna devam ediyor.
2008 yılında çıkardıkları Bruises single’ı ile global bir başarı yakalayan grup, bu süreçte Phoenix, The Killers ve MGMT gibi gruplarla aynı sahneyi paylaştı. Merakla beklenen 3. albümleri Moth’u geçtiğimiz Ocak ayında yayınlayan Brooklyn’li grup Ch-Ching parçasıyla yine bütün gözleri üstüne çekti. Synthpop’un anlamanı yitirmeye başladığı şu günlerde kalitesini koruyabilen ender isimlerden biri olan Chairlift, ülkemizdeki ilk performansını Chill-Out Festival Istanbul 2016’da vermeye hazırlanıyor.
Chico Trujillo (CL)
Şili’nin en önemli orkestralarından biri olan Chico Trujillo’yu cumbia, bolero, reggae ve balkanik müziklerinin Güney Amerika havasındaki harmanı olarak tanıtabiliriz. Müzik hayatına 1999 yılında ska/punk grubu LaFloripondio olarak başlayan grup, 12 yıla sığdırdıkları 5 albümden sonra Chico Trujillo adını alarak şu anki müziklerini yapmaya başladı.
Şili’nin müzikal geçmişini popüler kültürüyle birleştiren grup, şu ana kadar Roskilde’den Lollapalooza’ya kadar birçok önemli festivalde boy gösterdi. Yazı müjdeleyen sound’larıyla Chico Trujillo; ülkemizdeki ilk performansını Chill-Out Festival Istanbul 2016’da vermeye hazırlanıyor.
Choir of Young Believers (DK)
2006 Yılında Jannis Noya Makrigiannis tarafından kurulan Choir Of Young Believers, Kopenhag’ın en fazla ses getiren gruplarından biri olmayı başardı. Folk melodilerini, orkestral bir biçimde kimi zaman karanlık sayılabilecek vokaller ile birleştiren grubun müziğinin tamamına baktığımız zaman dinleyicilerini sakinleştiren ve huzur veren bir tınıya sahip olduğunu görüyoruz.
SXSW’da sergiledikleri performansları sonrası global olarak seslerini duyurdular ve ABD’nin en ünlü Indie Label’larından Ghostly International’ın bünyesine girdiler. Kariyerlerine 5 albüm sığdıran grup, debut albümleri “This Is for the White in Your Eyes” ile Danimarka Müzik Ödülleri’nde 5 farklı kategoride aday gösterildi ve “Best New Act” ödülüne layık görüldü.
Ülkemizde de hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olan Choir Of Young Believers, ülkemizdeki ilk performansını Chill-Out Festival Istanbul 2016’da sergileyecek.
Cigarettes After Sex (US)
Indie ve ambient pop kolektifi Cigarettes After Sex, 2008 yılında Texas’da hayata geçti. İlk EP’lerini 2012 yılında yayınlayan grup, özellikle Nothing’s Gonna Hurt You Baby isimli parçasıyla ünlendi.
Yarattıkları sinematografik atmosferlerinde bizlere sundukları masalsı vokallerin altındaki post rock altyapısıyla Cigarettes After Sex, 2015 yılında çıkardıkları Affection ile dinleyicilerin ruhlarını melankoli eşliğinde bulutların üstünde bir seyahate çıkartmaya devam ediyor.
Clarian (CA)
Visionquest, Rumors,Turbo, Life And Death ve Kompakt gibi çok sayıda hatrı sayılır label’dan çıkardığı release’ler ile underground elektronik müzik sahnesinin kilit oyuncularından biri haline gelen Clarian, tek düze ritimlerden uzak, insanların algısıyla oynayan sound’u ile çizgisini koruyan bir isim.
Panorama Bar, Verboten, Kater Blau, Watergate gibi kulüplerde görmeye alıştığımız DJ/prodüktör, festivalin temposunu hızlandırmak için Chill-Out Festival Istanbul 2016’daki yerini alıyor.
dOP (FR)
Damien Vandesande, Clément Aichelbaum ve Jonathan Illel’den oluşan Fransız elektronik müzik üçlüsü dOP, organik dans müziği olarak adlandırdıkları sound’ları ile elektronik müzikseverlerin gönlünde taht kurmuş isimlerden biri. Prodüksiyonlarında olabildiğince naturel ses, vokal ve enstrümanlara yer veren üçlü, gerçekleştirdikleri canlı performansları ile de büyük beğeni topluyor.
2010 yılında Circus Company etkiletiye yayınladıkları The Greatest Hits albümünü takiben Resident Advisor’ın Top Live Acts (En İyi Canlı Performanslar) listesinde yer alarak uluslararası bir başarıya imza atan dOP; Life and Death, Watergate, Dirt Crew gibi önemli labellardan pek çok EP ve single yayınladı.
Fakear (FR)
Elektronik müziği sonu olmayan bir yolculuk olarak gören Fakear, Fransa’nın bizlere sunduğu, son zamanların en heyecan verici yeteneklerden bir tanesi. Future Classic ve Ninja Tune gibi label’ları dinleyerek büyüyen genç prodüktör, aldığı ilhamları modern beat ve sample’larla süsleyerek bizleri kendi yarattığı aurasında “sonsuz” bir yolculuğa çıkartıyor.
Prodüksiyonlarındaki enerjisini canlı show’larına birebir yansıtan Fakear, Transmusicales, Dour, Field Day gibi festivallerin ardından yeni çıkardığı albümü Silver turnesi kapsamında ülkemizdeki hayranları ile ilk defa Chill-Out Festival Istanbul 2016’da buluşuyor.
Guts (FR)
“Fabrice” sahne adıyla bildiğimiz Guts, okul hayatı ile müzik arasında bir seçim yapması gerektiğinde, uykusuz gecelerin ardından müziğe yönelmek istediğine karar verdi. Hip-hop müziği her zaman çok seven müzisyen, annesinin de desteğiyle kendinde bu enerjiyi bularak yola koyuldu.
Kendine has tarzıyla elektronik, trip-hop, downtempo ve hip-hop tarzları arasında dolaşan Guts, 2007 yılında ilk solo albümü olan “Le Bienheureux”ü çıkardı. 2009 senesinde ikinci albümü olan “Freedom” ve son olarak 2011’de “Rage Against My Computer” EP’si çıkaran sanatçı, kendi albümleri dışında Beach Diggin’ serisiyle de DJ’lik kabiliyetini bizlere gösteriyor.
Hugo Kant (FR)
Chill out, downtempo ve nu-jazz severlerin yakından tanıdığı bir isim Hugo Kant. 5 yaşındayken almaya başladığı piyano eğitimi sayesinde her zaman müzikle içiçe olan Quentin Le Roux’nun müzik kariyeri, psychedelic jazz-rock ağırlıklı Gus Weg Watergang grubunu kurmasıyla oldu. Kendi grubunu takiben Samenakoa, Picture Shop ve Nuestra Cosa gruplarında kimi zaman davul, kimi zaman flüt, kimi zaman da bass gitar çalarak ne kadar yetenekli bir müzisyen olduğunu kanıtladı.
2010 yılında Hugo Kant adı altında kendi çalışmalarını yapmaya başlayan Fransız müzisyen, kariyerinin en başarılı çalışmalarından biri olarak adlandırabileceğimiz “This Old Tune” parçasının da yer aldığı ilk albümü I Don’t Want To Be An Emperor’ı 2011 yılında yayınladı.
Jo.Ke (DE)
Feathered Sun’dan tanıdığımız Jo.Ke, bu sene kendi kürate ettiği sahnesi The Canopy-Tea-Party ile karşımıza çıkıyor. Ormanın derinliklerindeki bedevi çadırından esinlenilmiş olan sahnede festivalin başlamasıyla birlikte elektronik müziğin yanı sıra egzotik bitki çaylarınızı yudumlarken akustik gitar tınılarını da duymak mümkün.
Life on Planets (US)
Kendilerini romantic disko antoropologları olarak tanıtan Baltimore’lu ikili; funk, deep house ve indie rock’a getirdikleri elegant yorumu poetrik vokaller ile harmanlıyor. DJ Mag tarafından “New York elektronik müzik sahnesinin gözdesi Wolf + Lamb’den şu ana kadar çıkan en ilginç proje” olarak tanımlanan Life on Planets’ın müziğinde Nicolas Jaar, Pillow Talk, Art Department ve Hercules & Love Affair gibi sanatçıların tınılarını duymak mümkün. Çıkardıkları 3 Ep ve Curious Palace isimli albümleriyle Life On Planets; Amerika’dan Mısır’a kadar dünyanın birçok yerinde performans sergiledi.
Lola Coca (UK)
Müzik dünyasında her zaman bir adım önde olan İngiltere’nin bizlere sunduğu son isimlerden biri Lola Coca. Moda ile başlayan kariyerini müzik ile devam ettiren İngiliz şarkıcı; çıkardığı ilk single Bad Girlfriend ile bütün gözleri üzerine çekti.
İkonları arasında Gwen Stefani, Lauryn Hill, Erykah Badu, Missy Elliott ve M.I.A gibi isimler olan Lola Coca; pop, hip-hop ve ska’yı kendi renkli duruşuyla ve Londra kosmopolitanlığıya bütünleştirerek, önümüze genç ve dinamik bir sound koyuyor.
Lucas Santtana (BRA)
Son zamanlarda Brezilya’dan çıkan en heyecanlı, dinamik ve deneysel figürlerden biri Lucas Santtana. Günümüz latin gitar müziğini, 1950’lerden kullandığı sample’larla sentezleyerek bizlere eski ve yeniyi kendi perspektifinde sunan Lucas Santtana, 2009 yılında çıkardığı No Nostalgia albümü ününü Salvador’un dışına taşıdı. Albümü takiben Londra’nın en önemli sahnelerinden Barbican’da performans gösteren multi enstrümentalist, Gilles Peterson’dan aldığı destek ile yükselmeye devam etti.
Sahibi olduğu Diginois isimli plak şirketiyle de müzik dünyasına yeni yetenekler kazandırmaya devam eden Lucas Santtana; Brezilya’nın enerjisini Chill-Out Festival Istanbul’a taşıyor.
Matthew Herbert (UK)
Enstrüman olarak mutfak gereçlerini seçen, İngiliz Kütüphanesi arşivindeki ses efektlerinden dj-set yapan ve son ep’sini tortilla hamuruna basan İngiliz prodüktör için deneyselliğin vücut bulmuş hali diyebiliriz.
Matthew Herbert’in önceleri caza olan ilgisi, zamanla Steve Reich gibi modern müzisyenlere ve oradan da elektronik müziğe kadar genişledi. Günlük, sıradan sesleri modern sampling teknikleri ile adeta yeniden yaratıp, dans müziği formları ile besleyen prodüksiyon çalışmaları, onu kısa zamanda dans ve elektronik müzik alanında aranan sanatçılardan biri yaptı.
Mimi Love & The Sorry Entertainer (DE)
Berlin gece hayatının en önemli kulüplerinden Kater Blau ile özdeşmiş 2 isim Mimi Love & The Sorry Entertainer. DJ Set’lerindeki ezber bozan ama aynı zamanda da samimi olan sound’ları ile Mimi Love & The Sorry Entertainer house ve techno’ya ekledikleri akustik yorumları ile festivalin eğlence dozunu arttırmaya hazırlanıyor.
Nico Stojan (DE)
Nico Stojan’ın Berlin house müzik sahnesinde ismini duyurmasının en önemli nedeni elbette meşhur Bar25’te geçirdiği uzun resident DJ dönemi.
Acid Pauli, NU, Nicone ve Philip Bader gibi isimlerle yaptığı sayısız ortak çalışmayla da minimal house türüne sayısız katkıda bulunan Stojan aynı zamanda eğitimli bir klarinet virtüözü. 16 yaşında gece kulüplerinde DJ’lik yapmaya başlayan Alman prodüktör, son yıllarda daha çok doğadan ilham alıyor ve müziğinde de bunu fazlasıyla hissettiriyor.
Orchestra Of Spheres (NZ)
Yeni Zelanda’nın müzik dünyasına kazandırdığı en renkli gruplardan biri olan Orchestra Of Spheres’e merhaba diyin. Kendi deyimleri ile Future Funk yapan grup 2009 yılında bir araya geldi. Ev partilerinde çalarak başlayan kariyerleri, yıllar içerisinde evrilerek Avrupa ve Amerika’daki birçok önemli kulüp ve festivalde boy göstermeleri ile devam etti.
Sıradışı kıyafetleri, bitmek bilmeyen enerjileri ve kendi yaptıkları müzik aletlerini kullanarak sergiledikleri canlı performansları ile Orchestra Of Spheres, festivalin en fazla ses getirecek gruplarından biri olmaya aday.
Parra For Cuva & Senoy (DE)
İki arkadaş, Nicolas ve Jonas’ın üniversiteyi bitirdikten sonra çıktıkları 3 haftalık İspanya seyehati sonrasında karşımıza çıkan bir proje Parra For Cuva & Senoy.
Üniversitede ses tasarım bölümü okumak için Berlin’e yerleşen Nicolas, müzikal yeteneğini Berlin’den aldığı ilhamla birleştirerek prodüksiyona başladı. Parra For Cuva adı altında prodüksiyon hayatına devam eden Nicolas, özellikle Wicked Games’e yaptığı cover ile global bir başarı elde etti. Üniversite’yi bitirdikten sonra arkadaşı Jonas ile birlikte bütün müzik ekipmanlarını toplayıp 3 haftalık ilham odaklı İspanya seyehati yapan Nicolas, bu süreç sonunda karışımıza yeni bir proje ve albümle çıktı.
Parra For Cuva & Senoy; çıkardıkları ilk albümleri Darwīš ile dinleyicilerini downtempo, experimental ve broken beat ağırlıklı bir seyehate çıkartıyor.
Polo & Pan (FR)
Paris’in en saygın kulüplerinden Le Baron’un resident DJ’leri Polocorp ve Peter Pan’in 2012 yılında hayata geçirdikleri Polo & Pan’I tek bir tarz ile açıklamak mümkün değil.
Kendi deyimleriyle “Space Jungle” yapan Fransız ikilinin yaptığı müzik; disco, funk, chill-out, pop ve rock elementlerinin Paris ambiansı ile çevrili eşsiz harmanından oluşuyor. Çıkardıkları 2 EP ile gözleri üzerine çeken Polo & Pan; önümüzdeki dönemlerde kendilerinden daha çok söz ettireceğe benziyor.
Raz Ohara (DE)
Berlin elektronik müzik sahnesinin en saygı değer isimlerinden biri olan Raz Ohara; techno, soul ve dub elementlerini harmanladığı eşsiz tarzıyla tanınıyor.
Deneyimleriyle birleştiği müziğini kendini ifade etme yolu olarak gören Raz Ohara; Get Physical, Kindisch, Shitkatapult gibi label’lardan yayınladığı başarılı çalışmaların yanı sıra Acid Pauli ve NU ile ortak projesi Feathered Sun ile de alkış toplamaya devam ediyor.
Red Axes (IL)
İlk albümleri Ballad of the Ice’la rock sahnesinden dans pistine geçiş yapan Niv Arzi ve Dori Sadovnik, namı diğer Red Axes ikilisi memleketleri Tel Aviv’de düzenledikleri enerjisi yüksek partilerle tanınıyor.
Post-punk, new-wave, synth-pop, gothic rock ve italo-disco gibi akımları günümüz elektronik müziğiyle buluşturan ikili; I’m a Cliché label’ının kurucusu Cosmo Vitelli tarafından ‘hem zamansız hem de güncel müzik yapabilen yetenekler’ olarak tanımlandırılıyor.
Rodrigo Amarante (BR)
Profesyonel müzik kariyerine Los Hermanos ve Orquestra Imperial gruplarıyla başlayan 10 parmağında 10 marifet Rodrigo Amarante için Güney Amerika’nın en önemli müzik figürlerinden biri desek çok da abartmış olmayız aslında.
2007 yılında yanına Fabrizio Moretti ve Binki Shapiro’yu alarak kurduğu Little Joy grubu ile global bir başarıya imza atan Brezilya’lı müzisyen, şu ana kadar Devendra Banhart, Gilberto Gil, Adam Green, Tom Zé, and Marisa Monte gibi isimlerle çalıştı.
Kendi adını taşıyan ilk albümü Cavalo’yu yayınlamaya hazırlanan Rodrigo Amarante’nin en büyük hit’i ise kuşkusuz netflix tarafından yayınlanan Narcos’un harika açılış müziği Tuyo.
Temples (UK)
2012’de Kettering’de kurulan grup, son yıllarda tekrardan ivme kazanan psychedelic rock’ın İngiltere’deki en önemli temsilcilerinden biri haline geldi. Kıyafetlerinden, gitarlarına; aksesuarlarından, duruşlarına kadar herşeyleriyle 60’ların havasını yansıtan grubun tanınması Youtube’a yükledikleri 4 şarkının Heavenly Records’un dikkatini çekmesiyle oldu.
Psychdelic rock’ı mümkün olduğunca modern haliyle bizlere sunan Temples’ın müziğinde hem The Flaming Lips’in, hem de Beatles’ın tadını almak mümkün. İlk albümleri Sun Structures ile bir çok mecra tarafından Yılın En İyi Albümleri arasında yer alan Temples’ın destekçileri arasında Noel Gallagher ve Johnny Marr var.
Coachella, Reading & Leeds, Field Day gibi festivallerde boy göstermenin yanı sıra The Rolling Stones, Morrissey, The Strokes, The Black Keys, Tame Impala, gibi birçok grupla aynı sahneyi paylaşmış olan Temples’ın ismini önümüzdeki günlerde daha çok duyacağız.
The Field (SE)
Pitchfork tarafından “Modern elektronik müziğin en doyurucu isimlerinden” olarak adlandırılan İsveç’li prodüktör Axel Willner’in müzik kariyeri 2005 senesinde, elektronik müziğin en kaliteli label’larından Kompakt’a demo göndermesiyle başlar. İlk albümü ‘From Here We Go Sublime’ ile Pitchfork’tan 9.0 alarak kendini son on yılın en iyi 200 albümü listesinde bulur.
2009’da ‘Yesterday and Today’, 2011’de ‘Looping State of Mind’, 2013’te ‘Cupid’s Head’ ve geçtiğimiz günlerde ‘The Follower’ albümlerini yayımlayan The Field; micro house, ambient ve teknoyu kendine has bir şekilde birleştirdiği prodüksiyonları kadar Gui Boratto, Annie, Thom Yorke, Tame Impala, Wild Beasts, Interpol gibi isimlere yaptığı remikslerle de adından söz ettirdi.
Viken Arman (FR)
Yaptığı müziği ruhunun aynası olarak gören Viken Arman, Fransa’nın yükselen değerlerinin başında geliyor. Genç yaşta aldığı piyano eğitimi ona jazz, klasik müzik ve film müziği gibi projelerde çalışma imkanı sağladı. Trent Reznor, Ricardo Villalobos ve Trentemoller gibi isimler ile tanışması sonucu elektronik müziğe yönelen Viken Arman; ilk EP’sini Feathered Sun ve Praymond gibi isimlere ev sahipliği yapan Platon Records’dan çıkardı.
Tech house ve deep house’a getirdiği yorumla kendine kısa sürede dünyanın bir çok klübünde yer bulan Viken Arman, hareketli dakikalar için Chill-Out Festival Istanbul’daki yerini alıyor.
Wareika (DE)
90’ların sonlarında “The Havana Boys” adıyla Hamburg’a house esintileri getiren Jakob Seidensticker ve Henrik Raabe’nin, 2007 yılında Florian Schirmacher ile ortaklaşa hayat verdikleri projeleri Wareika’nın karakteristiği jazzy dokunuşlar ve sıkı dub kompozisyonları olarak tanımlanabilir.
İlk albümleri “Men Village”ı 2008 yılında Connaisseur Records etiketiyle yayınlayan Wareika; Perlon, Circus Company, Future Classics ve Eskimo gibi son derece önemli plak şirketlerinin bünyesinde sayısız ep, single ve remix’e imza attı. Canlı performansları kadar prodüksiyonları ile de beğeni toplayan Wareika’nın, uluslararası alanda bu denli geniş dinleyici kitlesine sahip olmasının arkasında ise Henrik’in gitar, davul ve piyanoya, Florian’ın piyano ve vokale, Jakob’ın ise perküsyona olan tutkuları yer alıyor diyebiliriz.
Alman trio, Visionquest’den yayınladıkları yeni albümleri The Magic Number kapsamında eşsiz live show’ları ile Chill-Out Festival Istanbul 2016’da!
Wide Awake (DE)
Niju, Ninze ve Okaxy’den oluşan ve kendi deyimleri ile Ketapop yapan Alman trio Wide Awake, derin ve insanın içine işleyen house tınıları ile yükselişte olan bir grup. Analog enstrümanları elektronik alt-yapı ile birleştirerek yarattıkları atmosferi başarılı bir şekilde canlı performansa döken trio, yayınladıkları Mentis Excessus albümü ile de büyük başarı topladı.
YokoO (FR)
House müziğin en derin sularında yüzen YokoO, elektronik müzik sahnesinin son yıllarda en iyi çıkış yakalayan sanatçılarından biri. Ilımlı melodileri, etkili bass sound’u ve perküsyon ağırlıklı alt yapısı ile kendi sound’unu yaratan Fransız prodüktörün ismi All Day I Dream, Get Physical, Burning Man, Kindisch gibi label ve festivaller ile özleşmiş durumda.
Yaptığı prodüksiyonlardaki samimiyeti positif enerjisi ile birleştirerek DJ performansına yansıtan Yokoo ile gerçeklik ve rüya arasında bir yolculuğa hazır olun.
Ah! Kosmos (TR)
İstanbul doğumlu Ah! Kosmos, diğer ismiyle Başak Günak, 2013 Mayıs ayında “Flesh” adlı EP’sini Müzik Hayvanı etiketiyle yayınladı, 2015 Nisan ayında ilk LP’si “BASTARDS”ı Denovali Records’tan yayınlayan Ah! Kosmos, geçtiğimiz yıllarda Sonar Festival Barcelona, Berlin CTM Festival, Barbican Concert Hall, Venedik ElectroFestival, Tokyo Electronic Music of Arts Festival, Dubai Meet D3 Festival, CitySonic Festival Mons, Brüksel Piknik Elektronik ve Budapeşte Punkurica Festival gibi önemli festival ve mekanlarda performans sergiledi.
2014 Ekim ayında Tokyo’da gerçekleşen Red Bull Music Academy 2014′te katılımcı olarak yer aldı.
Ah! Kosmos, canlı performansların dışında tiyatro,çağdaş dans,video ve mekan odaklı işler için kompozisyonlar yapmaktadır. Son dönemde çalıştığı sanatçılar ve yer aldığı mekanlar,festivaller arasında Prag Quadrennial, Rotterdamse Shouwburg, Prag Signal Festival, Arena Nürnberg Tiyatro Festivali,18. ve 19. IKSV Tiyatro Festivali bulunmaktadır.
Cantanca (TR)
Lounge FM, FG 93.7 ve Radio Oxi-Gen’in kurucusu, Chill-Out Festival’in direktörü, Daydreaming ve Cool Sessions programlarının yapımcısı ve plak koleksiyoneri Cantanca; Lounge FM tınılarını festivale taşıyor.
Flapper Swing (TR)
Flapper Swing, Django Reinhardt ve Stephane Grappelli’nin izinden giden akustik bir caz manouche grubudur. Ritm gitar, solo gitar, kontrabas, soprano saksofon ve vokalden oluşan Flapper Swing, quintet formunda sahne alır.
Repertuarlarında D.Reinhardt besteleri ve 1920-30’ların caz standartlarına yer veren grup dinleyicilerine o dönemin eşsiz atmosferini yaşatır.
Islandman (TR)
Farfara, Mode XL ve Hey Douglas gibi projelerden tanıdığımız Tolga Böyük’ün 2010 yılından beri ‘islandman’ adı altında topladığı solo çalışmalarını davulda Eralp Güven, synthesizer ve gitarlarda ‘Gece’ Gurubundan Erdem Başer’le birlikte sahneye taşıyor. Her üyenin kendine has müzikal deneyimini ortaya koyduğu topluluk ‘afro beat’ ten ‘krautrock’ a uzanan geniş bir müzikal aralık sunuyor.
Sahnede synthesizerlarla oluşturdukları mekanik ses raylarının üzerinde emprovizelerle yol alan, yeni ses diyarlarını keşfetmeyi amaçlayan bir müzik dizayn ediyorlar. Keşfe ortak olmak yada dans ederek geçen treni uğurlamak izleyicinin seçiminde.
Nilipek. (TR)
Alternatif müzik sahnesinin önemli isimleri arasında sayılan Nilipek., kendi hikayelerini ortak duygularla harmanlıyor, değişken bir müzik üzerinde derdini sakin sakin anlatıyor. Gerek festival sahnelerindeki, gerekse akustik konserlerindeki performanslarıyla göz dolduran Nilipek., konserlerinde akustik poptan alternatif rock’a geniş bir müzikal coğrafyada seyrediyor.
Nusaibin (TR)
Her biri başarılı müzisyenlerden oluşan Nusaibin, gitardan darbukaya, erbaneden cajona kadar çeşitli enstrümanlarla ortaya çıkardıkları müzikle Doğu’dan Batı’ya eklektik bir kültürü temsil ediyor.
Oceanvs Orientalis (TR)
Kendi deyimiyle “acelesi olmayan insanlara, acele etmeyen şarkılar yapan” Oceanvs Orientalis Şafak Öz Kütle tarafından 2012 yılında hayata geçirilmiş bir proje. Elektronik müziğin kısır döngüsündeki tek düzeliktense estetik anlayışın ön planda olduğu Oceanvs Orientalis, batının alt yapsını doğunun ezgileri ile başarılı bir şekilde harmanlayarak kendine yurtdışı kapısını açmış; Burning Man, Day Zero, Fusion, Maya Hearts gibi festivallerde boy göstermenin yanı sıra Mixmag Lab’e de konuk olmuştur.
Style-Ist (TR)
1998 ‘den bu yana profesyonel olarak müzikle uğraşan Style-İst, müzik hayatına Açık Radyo’da başladıDeğişik türler arasında bağımsız bir çizgi izleyen Style-ist, eklektik veya “freestyle” şeklinde tanımlanabilecek tarzını downtempo, dub, abstract hip hop, electro, breakbeat ve drum’n bass’e dek uzanan ve her dönem yenilik sunan arşivine ve elektronik müzik, caz, funk, hip hop ve komşu müzikler arasında tür ayrımı yapmamasına borçlu.
Kulüp performanslarında house ve türlerine ağırlık veren Style-ist, electro tınılar, 80’lerin klasikleri ve mash up parçalarla şaşırtıcı sürprizler yapmayı da ihmal etmiyor. Performansları boyunca zamansız klasikleri, farklı türler ile bir büyücü gibi harmanlayarak sunan Style-Ist, işine olan tutkulu bağını paylaştığı izleyicilerine uzun saatler süren kesintisiz iyi müzik deneyimi yaşatıyor.
Violations Radio (TR)
Kulüp performansları, mixtape’leri ve Lounge Fm 96’daki programıyla, iyi müziğin peşinde olan herkesin radarına takılmayı başarmış olan Violations Radio, 2013’den beri DJ’lik yapıyor.