JR. by Campaign

Dijital kimlikler & online itibar

Dijital kimlikler & online itibar

Yanlış mecrada paylaşılan bir içerik, özel olduğu sanılsa da genele yayılan fotoğraflar… Online itibar şu sıralar en önem verdiğimiz konu. Peki bunu nasıl koruyacağız?

Aslı Balkan (26)
PR ve Pazarlama Uzmanı

İtibar, geçmiş zamanlardan farklı olarak “online itibar” kavramı ile yeniden gündemimize giriyor.  Şimdilerde dijital itibarımızın bir “tık” ile daha yüksek bir noktaya ulaşması mümkünken yine bir hatalı “tık” ile yaratılan tüm itibarınızın okların hedefi olması söz konusu.

Bir kelime ya da bir cevap, bir kişinin ya da  markanın değerinin düşmesine sebep olabiliyor. Black Mirror bölümünden esinlenmiş gibi dursa da aslında fazlasıyla gerçek bir kesit sunuyor güncel değerlendirme / yargılama standartlarımıza ilişkin. Yanlış mecrada paylaşılan bir içerik, özelden gönderilecekken genele düşen bir görsel hemen herkesin korkulu rüyası olmuş durumda.

Tedirgin, panik hakimiyetinde bir yaşam sürüyoruz. Teknolojik fakat bir o kadar da kısıtlı…

İngiltere’de yapılan bir araştırma kreatif bir çalışma esnasında dijital mesajları okuyan kişilerin IQ’sunun 10 puan gerilediğinden bahsediyor, bu düşüş ise 36 saatlik bir uykusuzluğa denk geliyor.

Özel alan sınırlarımızı bilerek ya da bilmeyerek yok inceliğine getirdik, itibarımız ise bu ince sınırda ayakta zor duruyor, ailemiz ya da markamız her an bu kritik son ile yüzleşme tehdidi ile yaşıyor. Online varlığımız beş yıl öncesine göre bir adım ileri giderek terfimizi, bir sonraki iş yerimizi ya da çocuğumuzun okulunu etkileyebiliyor.

“Beğen”diğimiz bir içerik ile adımızın birlikte anılmasını istemediğimiz bir topluluğun destekleyicisi olup, yönetiğimiz bir markanın hesabından paylaşabileceğimiz anlık bir yanlış içerik işimizden olmamıza sebep olabiliyor.

Online itibar dediğimiz şey nedir? Nasıl koruruz?

Bilmediğimiz her şeye nasıl yaklaşıyorsak online itibarımıza da aynı şekilde karşıdan bakmakla başlamalıyız. İsminizi Google’lamakla ilk adımı atın. Adınızı yazarak sizi aratan biri -belki bir işveren – olabilir. Çıkan sonuçların görsellerinde gezinin. Sizinle ilgili görünmesini istemediğiniz bir içeriğe rastladınız mı?

İtibarı korumada 5 önemli nokta
  1. Giyilebilir teknoloji ile anlık olarak videolarımızı ve görüntülerimizi kaydederek büyük bulutlarda sonsuza kadar saklayabiliyoruz. Yıllar önce Facebook üzerinden paylaştığınız bir üniversite içeriği “5 yıl önce bugün” başlığı altında karşınıza çıkabiliyor. Erik Qualman bir kitabında online ya da offline ne yaparsanız annenizin (erkek arkadaşınız, öğretmeniniz vb. çoğaltılabilir) sizi izlediğini düşünerek yapın, o zaman daha az hata yaparsınız diyor. Sonrasında utanacağınız bir içeriği mecralara koymanıza vicdani bir engel oluşturuyor bu bakış açısı. Bugün paylaşacağınız şeyleri iki kere düşünmeye başlamak için iyi bir gün 🙂
  2. Her mecrada tüm tanıdıklarımız ile arkadaş olmak zorunda değiliz, sosyal medya üzerinden takip, gerçek hayata oranla çok daha kolay görülen bir iletişim şekli. LinkedIn’de ayrı bir dil kullanırken Facebook’ta ayrı bir dil kullanabilirsiniz. Müdürünüzün yazın içtiğiniz biralarla ilgili kısıtlı bilgi sahibi olmasını istiyorsanız, tüm kanallardan “arkadaş” olmama yolunu seçebilirsiniz.
  3. Tüketiciyi / arkadaşlarınızı doğru bilgilendirmek kişisel ya da kurumsal itibarın en önemli noktalarından biri. Bunun en yaralayıcı şekilde tecrübe eden marka da yıllar önce Nokia oldu. Kamerasını ön plana çıkardığı yeni model telefon lansmanında çekim sırasında bisiklet camından yansıyan görüntü ile aslında Nokia kamerası ile çekilmediği belli olan reklam, Nokia markasına bir özür zorunluluğu ve bir güven kaybı yaşatmıştı. Dürüstlük her zaman en kolay yoldur, dijital kimliğinizi oluştururken olmadığınız biri / bir marka gibi görünmemeye özen gösterin.
  4. Dijital dünyada multitask (aynı anda birkaç görevi yerine getirmeye çalışmak) beraberinde hatayı getiriyor. Bir zaman araladığında tek bir işe konsantre olmayan kişiler farklı mecralara hatalı içerik yükleme konusunda diğerlerinden %50 daha çok kriz yaşıyor.
  5. Online’da yazılan her yerde kalır. Genel ile paylaştığınız her şikayet bir gün karşınıza çıkabilir. Çevrenizdeki ya da ailenizden biri hakkında negatif içerik paylaşmaktan kaçınmak ve problemleri yüz yüze çözmeye odaklanmak sizi pek çok olası yargıdan kurtarır. Ancak pozitif tüm düşüncelerinizi dünya ile paylaşmaktan çekinmeyin. Olumlu fikir, diğer olumlu fikirleri de beraberinde getirir.

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Ağustos 2017 sayısında yayımlandı.