Kişinin müzik tarzına göre etkinlik keşif uygulaması yaratma amacıyla yola çıkan PartyMag’i, şirketin kurucu ortağı Ali Döner’den dinledik.
Biri art direktör diğeri ise inşaat mühendisi olan kurucu ortaklar Ali Döner ve Fatih Yıldırım, eğlenip eğlendirmeyi seven insanlar olarak PartyMag projesini 2015’te hayata geçirdi. PartyMag, İTÜ Çekirdek kuluçka merkezinin, İTÜ BigBang halk oylamasında birinci olup yarışmada 3900 katılımcı proje içinde yarı finale kadar çıkmış bir girişim. 2016 yılında Girişim şu anda İstanbul ve İzmir’de kullanılsa da şirketin en büyük hedefi Budapeşte’den başlayarak globalleşmek.
Öncelikle seni tanıyalım. Ali Döner kimdir?
Art direktörüm. Daha önce MealBox ve Hizlial.com’da çalıştım ve dört yıllık bir ajans deneyimim oldu. Mustafa Kemal Üniversitesi Bilgisayar Destekli Tasarım ve Animasyon Bölümü’nde okudum. Daha sonra İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Görsel İletişim Tasarımı bitirdim.
PartyMag’in kuruluş ve gelişim sürecinden bahseder misin?
Ortağım Fatih Yıldırım organizasyon işi yapıyordu. Biz de eğlenip eğlendirmeyi seven insanlar olarak ve gece hayatındaki bütün ihtiyaçları baz alarak bir proje ortaya çıkarmaya karar verdik. Tamamen ihtiyaçtan doğan bir proje oldu. Bizim asıl çıkış noktamız kişinin müzik tarzına göre etkinlik keşif uygulaması yaratmaktı. Tabii bunların haricinde mekan içerik bilgileri, kolay rezervasyon ve kolay bilet alma özelliği de bizim arayışımızdı. Bu sebeple ihtiyaçların hepsini uygulamaya özellik olarak ekledik.
Uygulama İzmir ve İstanbul’da hizmet veriyor. Hedeflediğiniz başka şehirler var mı?
Açıkçası Türkiye’de fazla efor sarf etmek istemiyoruz, daha çok Avrupa’ya yatırım yapmak istiyoruz. Budapeşte için bağlantılar sağlandı. İstanbul, İzmir ve Budapeşte ile büyümeye devam edeceğiz. Ondan sonraki hedefimiz Londra ancak orası biraz ‘Şampiyonlar Ligi’, büyük rakipler var orada. Londra’da Türkiye’yi temsil ederek büyük işler yapmayı düşünüyoruz.
Yerelden çok globale eğilmenizin sebebi nedir?
Biz bu işe araştırma yaparak girdik. Türkiye’de bir gecede yaklaşık 400 bin kişi dışarı çıkıyor ve 20 milyon lira gibi bir para harcanıyor. Biz de bu pazarın bir parçası olmak istedik. Bu rakamlar terör ve ekonomik kriz gibi olaylar nedeniyle bir hayli düştü. Biz bunun düzeleceğine her zaman inanıyoruz. Ama bu süreçte daha da büyümemiz için yatırımcılarımızın da isteğiyle globalleşme kararı aldık. Türkiye odaklı olsaydık niş bir proje olacaktık ve dışarı açılamayacaktık. Biz tamamen İstanbul, İzmir ve Budapeşte’de eş zamanlı olarak büyümek istiyoruz.
Türkiye’deki gece hayatına dair sayısal verilerden bahsettiniz. Bunları düzenli olarak takip ediyor musunuz?
Biz ilk başladığımızda bu verileri araştırmıştık. Verilerin çoğuna büyük gazetelerden ulaştık. Daha sonra pazar analizi yaptık ve Türkiye bazında ilerlemeye karar verdik. Hedef kitlemizde 20 milyon gibi muazzam bir sayı çıktı. İnsanları turistler, öğrenciler ve eğlenen profesyoneller şeklinde kategorize ettik. Yine terör gibi olaylara baktığımızda büyüyemedik ve büyümemizin tek yolu globalleşmekti. Budapeşte’yi seçmemizin sebebi çok büyük bir Erasmus kitlesi olmasıydı. Avrupa’daki tüm Erasmuslular ya da turistik geziler Budapeşte’de bir yoğunluk yaratıyor. Bunun üst noktalarında Prag ve Belgrad da var ama Budapeşte bu rakamları ikiye katladığı için biz oraya çıkmaya karar verdik.
Sizinle benzer işi yapan başka kuruluşlar var mı? Bunlar karşısında sizi rekabette öne geçirecek ve farklılaştıracak özellikleriniz neler?
Yurt dışında Londra’da Fewer var. O bizim ciddi rakibimiz çünkü Avrupa’yı elinde tutan bir uygulama. Türkiye’de bildiğimiz birkaç proje var. Bizden sonra çıkan, bize benzeyen ama tamamen rakip diyemeyeceğimiz projeler olduğu için biz globalden rakipler seçmeye çalışıyoruz. Onları baz alıyoruz kendimize. Fatih ve ben dijital ve offline kısımda uzman kişileriz. Ben dijital pazarlamadayım, Fatih mekan koordinasyonunu yapıyor. İkimiz birleşerek bir topluluk oluşturduk. Bizim her özelliğimiz bir fark yaratıyor. Kişiler ve hedef kitlemiz de bizi devamlı yukarı çıkarıyor zaten.
Mobil uygulama kullanıcılara neler sağlıyor? Ödeme sisteminiz nasıl işliyor?
Ödeme sistemimiz yakın zamanda aktif oldu. Bunun için birkaç markayla anlaştık. Buradaki bilet alma özelliği tamamen kolay ödeme sistemi üzerine kurulu. Yatırımcıların dikkatini çeken de buydu. Uygulamadaki en önemli özellik tarza göre seni kategorize etmesi ve sana ilgilenebileceğin etkinlikleri sıralaması. “Çevrende” isimli bir özellik var. Konumunu tespit ediyor ve senin en yakınındaki etkinlikleri gösteriyor. “Popüler” sekmesinde de şehrin en çok konuşulan ve trend olan etkinlikleri var.
Markalarla iş birliği konusunda neler yaptınız?
RedBull bizim etkinlik sponsorumuz. Geçen hafta da Absolut’un kurumsal şirketiyle görüştük. İş yerlerine ajanslara happy hour etkinlikleri yapacağız. Bir saat ‘flash mob’ gibi girip çıkacağız çalışanlara motivasyon kazandırmak amacıyla. Bunun dışında Burn ile görüştük. Spotify ise tamamen sosyal medya odaklı. Pazartesi sendromunu yenmek için bir çalma listesi hazırladık. Bu çalma listesini sosyal medyada paylaşarak insanların Pazartesi gününü daha tatlı geçirmelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Herhangi bir anlaşmamız yok.
ListeList’te kurucu ortağınız Fatih Yıldırım’ın içerikleri bulunuyor. Platformlarla yaptığınız iş birliğinde nasıl bir yol izliyorsunuz?
ListeList’in kurucuları zaten kardeş Kolektif’teydi, orada tanışmıştık. Ahmet Bey çok tatlı bir insan, onunla tanıştık ve içerik ortaklığına gidelim dedik. Yakında ListeList’e Uplifers da eklenecek. Bizim amacımız burada tamamen Fatih ile bir imaj yaratmak. Sadece markanın kendisi değil kişi de bir markayı yükseltir. Burada Fatih’e mekan gurmesi ya da eğlence gurmesi diye bir sıfatlandırma yapıyoruz. Yazı yazarak da ListeList’le içerik ortaklığı yapıyoruz. Herhangi bir para durumu yok. Biz sadece onlara içerik üretiyoruz ve o içerikte PartyMag’in kısa bir bilgisini yazıyoruz. Aynı şekilde Uplifers da var, ona da yazıyoruz. Bu platformlar devamlı artacak. Biz PartyMag’in reklamını yapacağız ama Fatih’in de reklamını yapacağız. 200’e yakın mekan anlaşmamız var bizim, hepsiyle çok yakınız. Fatih’in de avantajlarından biri bu insanlara çok yakın olması. Fatih gerçekten eğlendiği yere büyük bir kitle götürebiliyor.
Geleceğe dair planlarınız ve en büyük hedefleriniz neler?
Kişisel olarak hedefim global bir kariyer yapmak. Bunun için de aklımda Sidney var. Sidney’i seçmemdeki amaç Avrupa vizyonunu oraya götürmek. Çünkü Avrupa’ya gittiğimde Türkiye ile benzer işlerle karşılaşacağım ama Sidney’e gittiğimde orada beni dinleyecek insanlar olduğunu düşünüyorum. Kişisel hedefimde PartyMag’den ayrılıyorum. Bir girişim yaptık biz, girişim yaparken en büyük hedefimiz de şirket değerlenince çıkış yapmaktı.
Sizce girişimin zorlukları neler?
Biz bir buçuk sene önce kurduk PartyMag’i. Ortağımda ben de kendi işimizi bırakarak ve inanarak bu işe girdik. Bu da motivasyon ve iş birliklerini beraberinde getirdi. Ben markalaştırmayı sağladım, Fatih arkadaki stratejik planlamaları yaptı. Yeni girişimcilere ve Jr’lara tavsiyem, gerçek bir ortak bulmaları. Ben Fatih’le çocukluktan beri arkadaşım, şu anda da iş arkadaşıyız. Gerçek bir ortak bulduğunuzda o proje de büyüyor ve bir yatırımcıya da merhaba diyebiliyorsunuz o noktada.
Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Mart 2017 sayısında yayımlanmıştır.