Cemal Süreya: “İzmir’de hayat beklenmez, kovalanmaz da. O zaten sizinle beraberdir.” Böyle güzel bir şehir için başka bir başlık kullanmak doğru olmazdı.

Selen Aktümen (23)

Fotoğrafçı

 

 

Havası, suyu, toprağı güzel İzmir; eğer iş yoğunluğu yaşıyor, hayattan sıkılıyor, okul kötü gidiyorsa kaçabileceğimiz mükemmel bir adres.

Türkiye’nin batısında olan bu şehir birçok imkan sunabiliyor insanlara. Ben bu imkanların tatil için olanlarından yararlandığımı anlatarak yetineceğim şimdilik.

İzmir’e indikten sonra havaalanında öncelikle dikkat etmeniz gereken şey İzmir kart. Kendinize 5 liralık bir İzmir kart alıp içini doldurun ve gezmeye başlayın. İzmir’de Göztepe, Alsancak, Kordon, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir gibi yerleri gezmek için öncelik ayırın.

Göztepe’den başlayıp kocaman bir sahil boyu yürüme şansınız var; bu size inanılmaz bir rahatlama katıyor. Yavaş yavaş Kordon’a ulaştıkça insanların çimlerin üzerinde zaman geçirmeye başladığını görebilirsiniz.

Öncelikle tarihinden başlayalım

Konak Meydanı’nda yer alan ve İzmir’in sembolü olan Saat Kulesi, Osmanlı Padişahı Sultan 2.Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılını kutlamak amacıyla 1901 yılında; komisyon tarafından yaptırıldı. Kule 1974 yılında depremde hasar aldı ve kulenin saati durdu. Kule onarıldı ve saati şu an çalışıyor.

Kemeraltı Çarşısı

Tarihî Kemeraltı Çarşısı, dünyanın en büyük açık hava alışveriş merkezi. Antik Dönem’den beri var olduğu bilinen Tarihî Kemeraltı Çarşısı, kendisi gibi birçok tarihî yapıyı da içinde barındırıyor. Çarşıda tarihi 16.-17. yüzyıla kadar uzanan çeşmeler, hanlar, hamamlar, camiler, şadırvanlar, mescitler ve iç içe girmiş dükkanlar bulunuyor. Çarşıda baharattan, kıyafete ve takılara kadar birçok alanda alışveriş yapabilirsiniz.

Kemeraltı Çarşısı’nın içinde birçok sinagog bulunuyor ama en önemlisi Algaze Sinagogu. Algazi ailesi tarafından 1724 yılında yaptırılan sinagog, Karataş semtinde bulunan Beth İzrael Sinagogu’ndan sonra İzmir’deki en büyük sinagog. Algaze Sinagogu’nu diğer sinagoglardan ayıran en büyük özellik, içinde “Azara” denilen hanımlara mahsus bir yerin olmayışı.

Kızlarağası Hanı, İzmir’deki hanların en büyüğü ve en görkemlisi. Anıtsal bir özelliğe sahip olmasının yanında mimari özelliği bakımından tek örnek olması Osmanlı hanları arasında ona özgünlük kazandırıyor.

Hanın içerisinde gümüşçüler bulunuyor ve hanın ortasında açık alanda oturup bir Türk kahvesi içmenizi öneririm. Han içerisindeki bazı gümüşçüler eşsiz parça gümüş ve taşlarla çalışıyor. İlginiz var ise uğramanızı tavsiye ederim.

Bunların hemen yakınında Agora bulunuyor. Grekçe bir kelime olan Agora, “toplanılan yer, kent meydanı, çarşı, pazar yeri” gibi anlamlar taşıyor. Agora, Antik Çağ’da agoraların ticari, siyasi ve dini fonksiyonlarının yanı sıra sanatın yoğunlaştığı ve birçok sosyal olayların geçtiği veya gerçekleştirildiği kentin odak noktası olarak da biliniyor. İçerisini gezmeden dışarıdan da kalan, çıkarılan ve düzenlenen yapıları 20 TL ücret karşılığında görebilirsiniz.

Kadifekale

Şehrin tepesinde bulunan Kadifekale’de ise MÖ 4. yüzyılda kurulan kentte bugüne kadar varlıklarını sürdüren Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar varlığını sürdürüyor. Kadifekale, şehrin güneyinde 186 metre yükseklikteki bir tepe üzerinde bulunuyor. Buraya çıkarken Agora Antik kentinin orada taksi-dolmuşlar kalkıyor.

Eğer İzmir’i tepeden fotoğraflamak isterseniz bunun için iyi bir manzarası olduğunu söyleyebilirim. Kadifekale’ye çıkar veya inerken dikkat edilmesi gereken şey ise çevresidir. Çingene mahallerinden geçildiği için akşam 5’ten sonra gezgin ve turistler için çok fazla tavsiye edilmiyor. Ücretsizdir.

İzmir Tarihi Asansörü, herkesin bildiği o özel yapı. Birbiri arasındaki yükseklik farkı nedeniyle yapılan merdivenler ile bağlantısı sağlanan iki caddeyi bağlamak esasına dayalı İzmir Tarihi Asansör, inşası 1907 yılında tamamlanmış bir yapı. Çok uzun bir tarihi yapısı var.

Şu anda kullanılan asansör ile yukarı çıkıp restoranda hem dinlenip hem de İzmir’in keyfini sürebilirsiniz. Ücretsizdir. Saint Polycarpe Kilisesi; 69-155 yılları arasında yaşamış, Aziz Yuhanna’nın ilk öğrencilerinden olan ve sonradan Aziz ilan edilmiş olan İzmir Piskoposu St. Polikarp’a ithaf edilmiş. Romalı yöneticilerin inancından vazgeçirmek için çok baskı yapmalarına rağmen Polikarp inancından vazgeçmemiş. Bunun üzerine de 23 Şubat 155’de Kadifekale eteklerindeki Roma Stadyumu’nda yakılarak öldürülmüş. Adı verilen bugünkü kilise 1625 yılında Sultan Süleyman’ın izni ile yapılmış. 1680 deki büyük yangından sonra bir onarım gördü. Kilise sadece 15:00 ile 17:00 arasında açık.

İzmir merkezinin dışında bulunan Torbalı’da olan bir müzeden bahsetmek istiyorum. Eğer otomobilleri seviyor ve tutkunuz varsa kesinlikle bir buçuk saatlik yol buna değecek. Türkiye’nin en büyük klasik otomobil müzesi olan Key Museum, klasik otomobil tutkunlarının buluşma adresi olarak büyük bir ilgi görüyor. Müzedeki otomobiller, geçmişe yolculuk yapmak isteyen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Tam bilet 20 TL, öğrenci ve 65 yaş üstü ise 10 TL. Dikkat! Pazartesi ve Salı günleri kapalı. Ulaşım için İzban’ı kullanmanız gerekiyor. Torbalı’da inip taksiye binebilirsiniz. Karşıyaka’ya ise vapurla geçebilirsiniz. Karşıyaka’da Bostanlı ve Mavişehir’in sonuna kadar giden bir tramvay hattı bulunuyor. O yakada MaviBahçe adında bir alışveriş merkezi hizmet veriyor. Alışveriş merkezi üstü açık ve içinde bahçe bulunuyor. Huzurlu bir kahvaltı yapmak için oradaki mekanlarda oturup ambiyansın keyfini sürebilirsiniz.

İzmirliler, Karşıyaka kısmını daha çok küçük İstanbul olarak tanımlıyorlar. Tarihi açıdan bir şey sunmuyor, sadece Karşıyaka’da iskeleden merkeze doğru giderken alışveriş yapabileceğiniz yerler bulunuyor.

Yemek

İzmir’in olmazsa olmazı boyoz, Dostlar Fırın’da yenir. Söz konusu fırını Alsancak’ta Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde bulabilirsiniz. Boyozlar, birçok farklı çeşidi ile sizleri bekliyor.

Kıbrıs Şehitleri’nin sonunda atom / bomba adındaki tatlıyı deneyebilirsiniz. Dışı hamur olan bu tatlının içinde sıcak ve erimiş çikolata var. Kemeraltı’nda ise yatay döner dedikleri lezzetli ve şişle servis edilen bir yemek sunuluyor. Çok lezzetli, tavsiye ederim. Kemeraltı’ndaki kahveciler sokağında da kahve içmeyi unutmayın.

Kemeraltı Çarşı’nın içinde Köfteci Mehmet’in yerini ziyaret edin ve bir porsiyon köfte yiyin. Bütün ekmek servis ediliyor ve üstüne koyup yiyebiliyorsunuz.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin ara sokaklarında ise Alavara makarnacısı bulunuyor. Tek çeşit olan bu lezzetli makarna, iki porsiyondan oluşuyor ve uygun bir fiyata sunuluyor.

Gece hayatı

İzmir’in gece hayatı Alsancak’ta sürüyor. Eğer içki içmek istiyorsanız Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin ara sokaklarında birçok bar ve meyhane bulabilirsiniz. Kovan ise en bilinen barlarından biri.

Bir diğer ünlü mekan da Meyhane Alsancak. Eğer manzaranın tadını çıkarmak isterseniz akşam asansörle oraya gidip yemek yiyebilir, içkinizi içebilirsiniz.

Ulaşım

Çoğunlukla otobüs kullanmanızı tavsiye ederim. İzban bileti 6.50 TL ve tek basımlık. Aktarması yok. Otobüs ise 2.80 TL ve 90 dakika içinde ücretsiz aktarma sunuyor. Bu aktarmalar otobüs, vapur ve tramvayda geçerli.

12 numaralı otobüs, Fahrettin Altay’dan başlayıp Halkapınar’a kadar gidiyor.

Taksi-dolmuşlar ise kısa mesafeli araçlar. 3 TL karşılığında Alsancak – Kordon gibi kısa mesafelerde hizmet veriyorlar. Kadifekale’ye de taksi-dolmuş var.

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign’in 37. sayısında yayımlandı.