JR. Temmuz sayısında “Hayatım Sosyal Medya” diyen isim Tick Tock Boom New Media Expert’i Burcu Alver (25) oldu.
Küçük yaşlardan beri günlük yazıyorum. Günlükle başlayan yazma tutkum beni hayal dünyamda yepyeni kurgular oluşturmaya da heveslendirdi. Üniversite tercihi yaparken hem yazabileceğim, hem sosyal hayattan kopmayacağım bir bölüm seçmeye karar vermiştim. O sebeple sektöre tesadüfen girmiş değilim. Gelişen teknolojiyle birlikte reklamcılık da kendi dönüşümünü yaşadı ve markalar insanların en çok zaman geçirdiği dijital platformlarda yerini aldı. Bu sebeple reklamcılığa dijital dünyada devam ederek kendimi sürekli güncelleme ve geliştirme şansı buluyorum.
İş tanımım vs. gerçekte yaptığım:
Her ne kadar sektöre reklam yazarlığıyla adım atıp sosyal medya yönetimiyle devam etsem de kendimi iletişimci olarak görüyorum. Şu an Tick Tock Boom’da; stratejiden proje yönetimine markaların dijital iletişimde yapabileceği her konu üzerine çalışma fırsatı buluyorum. Yalnızca dijital iletişim ve tanıtım çalışmaları değil, itibar yönetimi ve dijital pr hizmetleri de veriyoruz. Bunlar da zaten modern reklamcılığın olmazsa olmazları.
Çalışmak istediğim markalar / kampanyalar:
Birlikte çalışmak istediğim markalardan çok, birlikte çalışmak istediğim bakış açıları var. Gerçek bir hedefi olan, satış kaygısıyla yaklaşmayan ve her modaya uyma telaşı olmayan markalar hayal ediyorum. Bu bakış açısıyla, her markaya hedefi doğrultusunda yol aldırmak isterim.
Kariyerimle ilgili en büyük hedefim:
İmzamı attığım her iş, amacına ulaşırsa mesleki doyuma ancak yaklaşabileceğime inanıyorum.
Sektörü sevmeme / sektörden soğumama neden olan etkenler:
Biraz klişe olacak ama sosyal hayatımda beslendiğim her olgunun işime katkı sağlıyor olmasına bayılıyorum. Bir iletişimci olarak iş yeriniz sadece ajanstaki masanız değil, bazen vapurda yanınızda telefonda konuşan adamdan bile esinlendiğiniz oluyor. Bazen de okuduğunuz bir kitaptan yola çıkıp kendinizi bambaşka projeler düşünürken bulabiliyorsunuz.
Aslında tüm mevzu bir hikâye yaratmak ve bu hikâyende markanla hedef kitleni buluşturmak. Böyle keyifli bir iş yapıp, bir de üzerine para kazanmak harika!
Her sektör gibi bizim de ‘’Of!’’ dediğimiz durumlar olsa da büyük resme baktığında evine mutlu dönmek paha biçilemez.
Örnek aldığım kişi(ler):
Sektörde örnek aldığım birçok yetenek var ama David Droga yaşayan efsane benim gözümde. Onun elinden çıkan işleri incelemek bile ilham veriyor. Belki bir gün birlikte çalışırız, neden olmasın. 🙂
Bana ilham veren çalışmalar:
Biraz eski olacak ama interaktif yaratıcılığın dönüm noktası sayılacak Subservient Chicken kampanyası kesinlikle bana ilham veriyor. İlklere ve fark yaratmaya saygım büyük. Bir de ALS Ice Bucket Challange ve Always #LikeAGirl gibi sosyal farkındalık yaratan işleri çok beğeniyorum.
Sosyal medyada karşılaştığım sıra dışı olaylar:
Sektörde karşılaştığım yüzlerce enteresan olay olsa da bazı durumlar sürekli yaşandığında sıra dışı olma özelliğini yitiriyor. Sosyal medya sürekli güncellenen, dinamik bir mecra ve bu sebeple krizlere de çok açık. Karşılaştığım ve takip ettiğim birçok kriz oldu ama şu an aklıma Onur Air’in Van Depremi’ne yardım kampanyası (Facebook sayfasını beğenen her kullanıcı için Van’a 0.5 TL’lik yardım yapacağını açıklaması) geliyor. Bu arada benim için gelen tepkiler değil, kampanya hayli sıra dışıydı.
Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Temmuz 2017 sayısında yayımlanmıştır.