Hayatım Fotoğraf: Beyza Sultan Durna
JR.'ın Şubat sayısına Hayatım Fotoğraf diyerek konuk olan, Getty Images'ın sözleşmeli Türk fotoğrafçısı Beyza Sultan Durna (30), medya planlamacılıktan özel gün fotoğrafçılığına giden hikayesini anlatıyor.
Fotoğrafa olan ilgin nasıl başladı?
Kendimi bildim bileli sanata her zaman ilgi duydum. Fakat bunun ne olduğunu keşfetmek biraz vaktimi aldı. Medya planlama asistanı olarak çalıştığım dönemde, bu işi profesyonelce yapan insanlarla tanışma fırsatım olmuştu.
Hobi olarak başlamıştım. Fazla çalışma saatleri ve sektörün getirdiği o yoğun telaş ve stres içerisinde iken fotoğraf benim nefes almamı sağlıyordu. 2008-2009 yılında yaşanan kriz ve o dönemlerde medya planlama alanında sayılı firmanın olması sebebiyle işsiz kalmıştım. Bir süre iş bulamadım. Yurtdışında bu sektör (özel gün fotoğrafçılığı) çoktan gelişmiş ve harika işler çıkarıyorlardı. Türkiye’de de bu işi yapan insan vardı ama bir elin beş parmağını geçmeyecek kadardı.
İlk doğum çekimimden sonra anın o güzel büyüsüne kapıldım. Artık kendim için birşeyler yapmaya karar vermiştim. O günden sonra reklam sektörünü bırakıp, fotoğraf sektörüne geçiş yaptım.
Bu alanda şimdiye kadar neler yaptın? Şimdiden sonraki planların neler?
Medya planlama asistanı iken stok fotoğrafçılığı yapıyordum. Halen de devam ediyorum. Getty Images’ın sözleşmeli Türk fotoğrafçılarından biriyim. Düğün, özellikle de doğum alanında sayısız ailenin karelelerini çektim. Şimdi ise bu işi yapmak isteyenlere eğitim veriyorum ve ileriki zamanlarda da vermeye devam edeceğim.
Ayrıca sosyal medyaları için bazı markalara lifestyle fotoğraflar çekiyorum. Bu konuda ciddi bir açık olduğunu düşünüyorum. Artık markalar stok fotoğraflardan sıkıldı ve başka bir markanın aynı görseli paylaşma ihtimali çok yüksek.
İnsanların düğün/doğum gibi özel anlarını fotoğraflamayı neden seçtin? Bu tarz çalışmaların zorlu ve keyifli yanları neler?
Çünkü insanların en gerçek anını belgeliyorsunuz. Özellikle de doğum. Çok sert görünen insanların bile, en ince yerine dokunur evlat. Duyguları olmadığını düşündüğünüz insanların bile hüngür hüngür ağlamalarına şahit olursunuz.
Fakat her işte olduğu gibi, bizim işimizde de elbette zorluklar var. Söz konusu fotoğraf olunca, insanların kuracakları bir cümleleri olabiliyor. İlgi duymaları hoşuma gidiyor, bunu kabul edebiliyorum. Fakat mudahale edildiğinde onun stresini yönetmek bir hayli zor.
Çalışmalarında genelde nasıl bir tarz benimsiyorsun?
Stok ve sosyal medya fotoğrafçılığında daha çok lifestyle, düğün fotoğrafında daha çok detay, doğumda ise poz verdirmekten ziyade, yaşanılan durumları çektiğimiz için, anı yakalamayı seviyorum.
Yaptığın çalışmalar arasında seni en çok heyecanlandıran hangisi oldu?
Normal doğumlar beni her zaman heyecanlandırır. İlk doğum gördüğümde kadın olduğuma şükretmiştim. Erkeklerin kadınları neden bastırmak istediklerini, neden geri planda tutmaya çalıştıklarını ve neden korktuklarını daha iyi anlamanızı sağlıyor.
Bu alanda örnek aldığın isimler?
Stok fotoğrafında Yuri Arcurs. Doğum, bebek fotoğrafçılığında ise Miranda North’un çalışmaları beni çok etkiler.
Birlikte çalışmak istediğin marka/kampanya/isim?
Marka veya kampanyadan ziyade evde doğum yapan bir kadının doğumunu çekmek çok isterdim. Umarım bir gün olur.
Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Şubat 2016 sayısında yayımlandı.