JR. by Campaign ‘in 38. sayısında Hayatım Reklam köşemizin sorularını Lokal’de reklam yazarı olan Rahman Yıldız (27) yanıtladı.
Belki çocukluğumdan gelen yazı/çizi refleksini sürdürebilme güdüsü beni reklamcılığa yöneltmiştir, bilmiyorum. İlkokulda Beşiktaş için tezahüratlar yazar, kasetlere kaydeder, dinlerdim. Şiirler, filmler, şarkılar, hikayeler… Bence bir duyguyu ya da bir fikri aktarmanın en iyi yolu onu yazmaktı. Kime ve neye olursa olsun… Anneme, kendime, evime, sokağıma… Reklamcı olarak bugün aslında yine onlara yazıyorum. Bu sefer karşıma ‘hedef kitle’ olarak çıkıyorlar. Consumer, user falan… Hikaye aynı, roller farklı.
İş tanımım vs. gerçekte yaptığım:
Reklam yazarıyım. Düşünür, taşınır, ‘bir yolunu bulurgillerden’.
Birlikte çalışmak istediğim markalar / kampanyalar:
Belki Mercedes. Bir gün mutlaka.
Kariyerimle ilgili en büyük hedefim:
Bu coğrafyada gelecekle ilgili değil, anlık planlar yapmanın insanı daha mutlu ettiğini düşünüyorum.
Sektörü sevmeme / sektörden soğumama neden olan etkenler:
“Sevdiklerin kadar iyisin, nefret ettiklerin kadar kötü.’’ Can Yücel
Birlikte çalışmak istediğim ünlü:
Birlikte çalışamasak bile bir filmde ‘respect’ çakmak istediğim biri var: Banksy.
Örnek aldığım kişi(ler):
James Joyce’un “Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi” kitabındaki karakter Stephan Dedalus. Grafitinin babalarından, ressam Jean-Michel Basquiat. Sektörden ise ustam ve kreatif direktörüm Ali Göral.
Şimdiye kadarki en favori çalışmam:
Farklı olsak da eşitiz / ODFED-Hürriyet
Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign’in 38. sayısında yayımlandı.