Hayatım Reklam: Uğur Dündar

Eylül sayısında, Hayatım Reklam köşemizin sorularını Alice BBDO‘nun Reklam Yazarı Uğur Dündar cevapladı.


 

hayatim reklam copyReklamcı olma sebebim:

Ruhsar dizisi. Cem Davran reklam yazarı. Ajansları süper eğlenceli. Fikir bulurken kılıktan kılığa giriyorlar. Hande Ataizi’nin de Hande Ataizi olduğu zamanlar tabii. 🙂 Ama Ali Taran’ın ‘tık tık tık iyi günler’ini, Serdar Erener’in ‘sucu çocuk’ efsanesini ve daha nicelerini saymazsak ayıp olur. Bizim kuşak reklamı ve reklamcılığı seviyorsa onların payı büyüktür. “Saygılar”dır.

İş tanımım vs. gerçekte yaptığım:

Annem beni bir reklam ajansında film yazıyor sanıyor. Halbuki ben sunum da yapıyorum. Yeri geliyor, art direktörüme çay taşıyorum. Yeri geliyor, çekimde rol veriyorum. Yeri geliyor, ilk dublajını yapan 6 yaşındaki çocuğu cesaretlendiriyorum. Yeri geliyor, “yeni gelinlerin tatlı telaşı” Facebook sayfasında içgörü avlıyorum. Anneme “yeni gelinlerin tatlı telaşı” kısmını söylemeyin.

Birlikte çalışmak istediğim markalar/kampanyalar:

E) Hepsi. Abartıyor gibi olmayayım ama ben her zaman “Bunu ben yapsaydım, nasıl yapardım?” diye düşünürüm. Sadece Skittles, Old Spice değil. Flash TV’de yarım saat aralıksız dönen Anavarza Bal reklamını ben nasıl yapardım acaba? Gerçekten merak ediyorum. İyi ki de ediyorum.

Kariyerimle ilgili en büyük hedefim:

Aslanlar, kediler, elmalar çok değerli şeyler. Ama ben daha çok insanların yıllar sonra bile hatırlayacağı, “böyle bir şey vardı” diyeceği şeyler yazmak istiyorum. Amcam işten yorgun argın gelmiş dizisini izliyor. Hop! Hemen araya reklam. Amcam sinirleniyor. Öyle filmler yapayım ki insanlar dizisi bölündüğü için sinirlenmesin, hatta yüzünde istemsiz bir gülümseme belirsin.

Birlikte çalışmak istediğim ünlü:

Çoklar. Öyle böyle değil. Ama tek bir şansım olsa, Snoop Dogg’u seçerdim. Ya da Jack Nicholson. Yok, yok Snoop Dogg. Ama Jack Nicholson’ın o mimikleri?! Tamam, tamam. İkisinin de yer alacağı bir film yazmaya başlıyorum hemen.

Örnek aldığım kişi(ler):

Eski head’im Hasan Çetin, Ferhan Şensoy, Barış Manço, Salvador Dali, Alfred Hitchcock, Christopher Nolan, Tupac Shakur ve şimdi aklıma gelmeyen diğer onlarcası. Ortak noktaları: Bir dertleri var, akıllıca hareket ediyorlar ve hep yeni bir şeyler yaratma peşindeler.

Şimdiye kadarki en favori çalışmam:

tatilsepeti.com işlerimiz. Çünkü “basketbol ve tatil, birbiriyle çok ilgili şeyler değil” derken aslında birbirlerine çok benzeyebileceklerini keşfettik. Koca koca adamlarla da eğlenceli mi eğlenceli filmler çektik. Dar alandaki paslaşmalarla çıkan fikirleri bi’ tık daha fazla seviyor olabilirim.

Sektörü sevmeme / sektörden soğumama neden olan etkenler:

Tabii ki birçok sevdiğim tarafı var sektörün. Ama en sevdiğim tarafı, bir sürü akıllı ve meraklı insanı bir araya getiriyor olması galiba. Her zamanki gibi fikir konuşacaksınız, birden Ay’ın içi boş, yapay bir uydu olabileceği ihtimalini tartışırken buluyorsunuz kendinizi. Her gün başka şeyler öğreniyorsunuz. Bu da yaratıcılığınızı besliyor. Hayat kısa. İnsan çalıştığı yeri ve işini sevmeli. BBDO’ya da buradan bir kalp.

Sektörden hiç soğumadım. Ama hepimize bazen ince bir titreme geliyordur.

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Eylül 2016 sayısında yayımlandı.