İstanbul Film Festivali’nden 10 öneri
Bu yıl 35.’si düzenlenen İstanbul Film Festivali, 7-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. 62 ülkeden 221 filmin izleyiciyle buluşacağı festivalden size özel 10 önerimiz var.
1. Midnight Special
Bilimkurgu ve gerilim türlerini oldukça başarılı bir şekilde harmanlayan filmde Roy isimli bir adamın özel güçleri olan ve bu sebeple hem dini bir tarikat hem de devlet tarafından aranan oğlu Alton’u kaçırmaya çalışması anlatılıyor. Filmin yönetmeni ise Take Shelter ile birçok kişiye bağımsız filmleri sevdiren Jeff Nichols.
2. High Rise
J. G. Ballard’ın aynı isimli romanından uyarlanan film, kendini insanlardan soyutlamış bir doktorun gökdelendeki yaşamını anlatıyor. Doktor bu düzende rahatlıkla yaşarken hayatına bir belgeselcinin girmesiyle tüm yaşamı değişiyor. Etkileyici bir distopik anlatıma sahip filmin yönetmeni Ben Wheatley, oyuncuları ise Tom Hiddleston ve Jeremy Irons gibi yetenekli isimler.
3. El Abrazo de la Serpiente
Tarihi bir dram olan bu filmde kendi topluluğunda hayatta kalan son üye olan Amazonlu bir şaman ve bu adamın topraklarında yetişen bir bitkiyi araştıran iki bilim insanının hikayesi ele alınıyor. Bu yıl En İyi Yabancı Film kategorisinde Kolombiya’nın Oscar adayı olan bu etkileyici filmin yönetmen koltuğunda ise Ciro Guerra oturuyor.
4. Peace to Us in Our Dreams
Litvanyalı yönetmen Sharunas Bartas’ın çektiği filmde bir kızın annesi ölmüştür ve babası başka biriyle evlenmiştir. Mutlu bir aile gibi duran bu üçlü, hafta sonu için seyahate çıkarlar. Dışardan her şey normal ve güzel görünse de gerçekler çok daha farklıdır. Yönetmenin oyuncu kadrosunda da yer aldığı film, festivalin en dokunaklı filmlerinden…
5. Closet Monster
Oscar daha çocuk yaştayken annesi ve babası ayrılmıştır. Bu yüzden kendini fantastik kıyafetler ve maket tasarlama gibi işlere veren Oscar’ın en yakın arkadaşıysa hemstırıdır. Genç bir eşcinsel olan Oscar’ın hayatı, tanıştığı Wilder ile oldukça değişecektir. Film, Kanadalı yönetmen Stephen Dunn’ın ilk uzun metrajı.
6. Hail, Caesar!
1950’li yıllarda geçen film Hollywood’da iş bitirici olarak çalışan Eddie Mannix’in hayatını ve film endüstrisinin işleyişini anlatıyor. Coen Kardeşler’in yazıp yönettiği filmin Josh Brolin, George Clooney, Ralph Fiennes, Scarlett Johansson ve Tilda Swinton’dan oluşan oyuncu kadrosu da oldukça dikkat çekici. Film, festivalin “Galalar” seçkisinde izleyicilerle buluşacak.
7. Eva Doesn’t Sleep
Pablo Agüero’nun yazıp yönettiği bu Arjantin filminde First Lady Eva Peron’un ölümünden bahsediliyor ve iktidar olgusuna değiniliyor. Eva Peron öldüğünde bedeni mumyalanır ancak 3 yıl sonra darbeyle devrilen Juan Peron ülkeden gitmek zorunda kalır. Ama sorun, cansız bedenin kontrolünün askeri cuntada olmasıdır.
8. Cosmos
Witold Gombrowicz’in aynı isimli romanından uyarlanan filmde Witold isimli hukuk öğrencisi ve moda evinde çalışan Fuchs’un yolları kesişir. Gittikleri pansiyonda ölü hayvanlar ve duvarda oluşan tuhaf lekelerle karşılaşan ikili, şiddet dolu bir dünyaya adım atarlar. Paranoya ve şiddeti ustaca yansıtan film, yönetmen Andrej Zulawski’nin ölmeden önce çektiği son film.
9. Kater
Eğer bir mayınlı bölgeye adım atıp bir miktar rahatsız olmak istiyorsanız Andreas ve Stefan’ın hayatını izleyebilirsiniz. Evli çift, kedileri ile mutlu bir hayat sürmektedir. Hiç beklemedikleri bir anda evlerinde huzursuzluklar başlar ve çift birbirinden korkarak uzaklaşır. Avusturya yapımı filmin yönetmen koltuğunda Klaus Handl yer alıyor.
10. Les démons
10 yaşındaki Felix’in sıradan bir hayatı vardır; ancak ergenliğe geçiş süreci oldukça sancılı olacaktır. Öğretmeni Rebecca’ya aşık olan Felix, aynı zamanda anne ve babasının kavgalarına da tanık olmaktadır. Felix artık eskisi gibi değildir ve hissettiği tüm duyguları şiddetle dışa vurmaya başlar. Bu etkileyici Fransız filminin yönetmeni ise Philippe Lesage.
Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Nisan 2016 sayısında yayınlandı.