İstanbul Modern’in 2016 yılındaki ilk ana sergisi “YOK OLMADAN: Doğa ve Sürdürülebilirlik Üzerine Bir Sergi” dünyanın birçok köşesinden 20 sanatçı ve sanat grubunu ağırlıyor.
Küratörlüğünü Çelenk Bafra ve Paolo Colombo’nun yaptığı sergi 13 Ocak – 5 Haziran tarihleri arasında görülebilecek. Sergide Roger Ackling, Bas Jan Ader, Alper Aydın, Bingyi, Jasmin Blasco ve Pico Studio, Charles Dellschau, Elmas Deniz, Mark Dion, Hamish Fulton, Rodney Graham, Lars Jan, Mario Merz, Maro Michalakakos, Joni Mitchell, Yoko Ono, Camila Rocha, Canan Tolon, ikonoTV, Francesco Garnier Valletti ve Pae White tarafından hazırlanan resim, çizim, heykel, yerleştirme, fotoğraf ve hareketli görüntüler yer alıyor.
Sergideki yapıtlardan bazıları büyük ekolojik meseleleri çözmenin olanaksızlığına işaret ediyor, bazılarıysa ekosistemin korunmasına ve insan türünün onunla uyum içinde varlığını sürdürebilmesine yönelik öneriler içeriyor. Serginin başlığı olan “YOK OLMADAN” Kanadalı sanatçı Joni Mitchell’ın Big Yellow Taxi adlı şarkının ilk nakaratından alınmış.
Sergide yer alan bazı çalışmalarsa şöyle:
- Sergideki en genç sanatçı olma unvanını taşıyan Alper Aydın, arazi sanatının ve çevreci sanatın takipçisi. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden topladıklarıyla inşa ettiği “Taş Kütüphanesi” eseriyle sergide yer alıyor.
- Çinli sanatçı Bingyi kıyamet kavramı ve afetler üzerine çalışıyor. 2008 tarihli Siçuan depreminden etkilenen ve bu bölgeye giderek deneyimler elde eden sanatçının eseri ise heybetli bir parşömen resmi şeklinde.
- Jasmin Blasco’nun Los Angeleslı sanatçı ekibi Pico Studio ile birlikte hazırladığı sekiz kısa bölümden oluşan yapıt, gelecek senaryolarına kafa yoruyor ve teknolojik araştırmalara, gelişmelere değiniyor. “First Human Born in Space” uzayda doğan ilk insanın tahmini yaşamı ve Dünya’ya gelişinden önceki eğitimi, arzuları ve umutları anlatıyor.
- Elmas Deniz, Güney Kafkasya’nın güzel ve el değmemiş doğa görüntüleri eşliğinde drone-kuş melezi heykel ile tüketim odaklı günümüz toplumunu ve doğa temsillerini alternatif bir yorumla öne sürüyor.
- Mark Dion, hayvan türlerinin tükenişine ve küresel ısınmaya, özellikle de kutuplardaki buz tabakalarında yaşanan şiddetli erimeye, 19. ve 20. yüzyıl başlarına ait yaklaşık yüz adet kutup ayısı baskısıyla gönderme yapıyor.
- Sergideki en eski tarihli yapıt Francesco Garnier Valletti’ye ait. Sanatçı, İtalya’nın Piedmont bölgesinde yetişen meyveleri yerel bir fidanlık için kayıt altına almış. Valletti’nin modellerini çıkardığı meyvelerin çoğu günümüzde yetişmiyor.
- Video seçkilerinin de yer aldığı sergide ikonoTV tarafından tasarlanan Art Speaks Out, 57 uluslararası katılımcının videolarına yer veriyor. Sanatçı bu yolla izleyiciyi, çevresel çözümlere dair farklı seviyede öncellikler ve bunlara karşılık gelen düşünme, ilgi, kaygı, korku ve umut gibi hislerde gezintiye çıkarıyor.
- Yoko Ono’nun Ex It adlı yerleştirmesi tabutlardan ve zeytin ağaçlarından oluşuyor. Sanatçı, eseriyle, yalnızca ölüme dair fikirler değil, insan varlıklarının başına geleceklere dair iyimserlik de aşılıyor. Yoko Ono’nun çalışması 20 Mart’a kadar görülebilir.
- 1980’lerden bu yana taze çimen ve paslanmış yüzeyler gibi malzemeler kullanarak “işlenmiş peyzajlar” yaratan Canan Tolon’un “soluk alıp veren” ve değişim geçiren erken tarihli iki yapıtı yer alıyor. Yapıtlar, zaman ile yaşam, geri çevrilmezlik ve dönüşüm, serpilme ve çürüme gibi karşıt fakat tamamlayıcı yönleri meydana çıkartıyor.
- Memleketi Brezilya’nın zengin görselliği ve doğa felsefesinden esinlenen Camila Rocha’nın projesi müzenin fuaye kısmını ortak deneyime açık bir ortama dönüştürüyor. Sanatçı, eserinde; canlı, yapay ve özel üretim bitkiler, sesler, yansıma yüzeyler ve salıncak ile “sefa” alemi yaratıyor.