Kristal Elma Future’da birinci gün neler oldu?
Yaratıcı endüstri alanında değer yaratan tüm disiplinlerin buluşma noktası Kristal Elma Festivali, 14 Ekim Çarşamba günü başladı. Reklamcılar Derneği tarafından LIFT Content Factory işbirliğiyle düzenlenen Kristal Elma, 14-15-16 Ekim tarihleri arasında Uniq İstanbul’da devam edecek.
Bu yıl “Fame” temasıyla hazırlanan festivalin gençlere öncelik veren Future programı da Hatice Erkan’ın moderatörlüğünde gün boyunca; sırasıyla Volkan Öge, Bager Akbay, Osman Koç, Nazım Salur, Ahmet Kırtok, Gupse Özay ve Didem Soydan’ı ağırladı.
Kristal Elma Future programının ilk oturumu Batesmotelpro Kurucu Ortağı Volkan Öge’nin “Dijital Video Dünyasında Trend ve Dönüşümler” başlıklı oturumuyla başladı.
2006 yılından beri dijital video işinde olduğunu belirten Volkan Öge, ülke olarak bu alanda biraz yavaş ilerlediğimizi ama yurtdışında minik çocukların bile milyonlarca euro para kazanmasının ona umut verdiğini söyledi.
“Komedi, viral videoları en iyi besleyen kaynaklardan bir tanesi ama toplum olarak çok fazla hassas noktamız var, bu yüzden işimiz çok da kolay değil” diyen Öge, bununla birlikte ‘Viral komik ve müzikli videodur’ algısını da değiştirmek için başından beri çok uğraştıklarını ve markalara ‘Artık müzikli reklam videosu yapmıyoruz’ demeleri gerektiğini belirtti.
Volkan Öge, son olarak seyirciden gelen “Markalarla brief süreciniz nasıl ilerliyor?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Markanın bizden istediği şeyi alıp kafamızı serbest bırakıyoruz. Fikir için birbirimizin yüzüne baktığımızda bir şey bulamıyoruz, kendimizi serbest bırakmamız gerekiyor. Alt bilincimizin beklenen ve eldekileri birleştirmesini bekliyoruz. Fikirler sohbet ve muhabbetle çıkıyor.”
“Maker Hareketi” başlıklı ikinci oturumda Bager Akbay ve Osman Koç, atölye-laboratuvarları İskele47’de neler yaptıklarını anlattı. Kullandıkları teknolojilerin çoğunun deneysel aşamada olduğunu söyleyen ikilinin en ilginç örneğiyse kedi su içince tweet atan programları oldu. İkili programı şöyle anlattı: “Kedim su içince tweet atsın fikri çıktı, 15 dakika sonra çalışır hale geldi. Kamera taktık ve kedi su içerken fotoğrafını çeken ve tweet atan bir program çıkarmış olduk. Şu anda ilkokul öğrencileri dahi bunun benzeri işleri yapabiliyor çünkü artık çok daha kolaylaştı.”
Akbay ve Koç, oturumlarını üniversitelere pratik ders vermek istediklerini ancak bir altyapı bulamadıklarını bu yüzden de kendi atölyelerinde öğrencilere ders verip kendi ekosistemlerini yarattıklarını belirterek sonlandırdı.
Güne BiTaksi CEO’su Nazım Salur’ın “Mobilde İnovasyon” başlıklı oturumuyla devam edildi. Çokça soru-cevap şeklinde ilerleyen oturumda Nazım Salur, öğrencilerin BiTaksi ve Getir’le ilgili sorularını cevapladı.
Salur’dan öğrendiğimiz bilgilere göre, BiTaksi uygulaması ilk başta karışık olmasın diye sadece meşgul ve müsait butonlarından oluşuyordu ve taksiciler de “Televizyonu açıp kapıyorsan bu uygulamayı da kullanırsın” denerek ikna edildi.
Ayrıca Nazım Salur’un belirttiğine göre taksi işinde Uber, BiTaksi’yle rekabet ediyor ama çok da büyük bir payı yok. Arabaların olduğu gibi taksilerin de paylaşılabileceği uygulamaların hayatımıza girmesi konusundaysa Salur, “Taksinin gerçekten çok ihtiyacın olduğu zamanlar, genelde taksiyi paylaşmak istemeyeceğin zamanlar oluyor” cevabını verdi.
Future programı, Listelist.com Kurucusu Ahmet Kırtok’un “Yeni Nesil Medya” başlıklı oturumuyla devam etti. Profesyonel hayatına Teksas’ta başlayan Kırtok, Amerika ve dünya genelinde dijital anlamda hızla gelişen web sitelerden ve Listelist.com yaptıkları ve yapmayı hedeflediklerinden bahsetti.
Nesilleri X, Y, Z şeklinde bölerek etiketlendirmenin yanlış olduğunu düşünen Ahmet Kırtok, tüketicinin yaşının değil, dijitale olan adaptasyonunun önemli olduğunu belirtti. Milenyum kuşağının ne istediği sorusuna ise; güven, bağlılık, sosyal medya, otantik içerik ve çok kanallılık olmak üzere 5 anahtar kelimeyle cevap verdi.
Ayrıca Kırtok, konuşmasını Listelist.com’u yeni nesil bir medya platformu haline getirmeyi amaçladıklarını ve başka kanallara yatırım yapıp içerik üreterek gittikçe büyüyen bir network’e sahip olduklarını belirterek son verdi.
Oyuncu ve senarist Gupse Özay’ın “Future Sense” başlıklı oturumuysa bir stand-up havasında geçti. Kendi hikayesini anlattığı oturumda Özay, seyircilerin cevaplarını yanıtlayarak ilerledi.
Oyunculuğundan 4 yıl önce reklam yazarlığı yapan Gupse Özay, reklam sektöründe hayali olanlara uzunca bir süre sürünmeyi göze almaları gerektiğini söyledi.
Gupse Özay’ın tahminleri, dijital yüzünden televizyonun gittikçe etkisini kaybedeceği yönünde. Eskiden reklamlarda kullanılan yapmacık ve abartılı oyunculukları artık insanların yemediğini belirten ünlü oyuncu, Türkiye’de reklam yazarlığının yurtdışına göre daha samimi olması gerektiğini düşünüyor.
Aynı zamanda, oynadığı otomobil reklamının geri dönüşlerinin sorulmasına karşılık Özay, “Oynadığım araba reklamlarının dönüşü çok olumlu oldu, meğer erkeklere araba aldıran kadınlarmış!” şeklinde yanıt verdi.
Çarşamba gününün son oturumu, ünlü model Didem Soydan’ın “Şöhretin Arka Yüzü” başlıklı oturumuydu. Sosyal medyada önemli bir takipçi kitlesine sahip olan Didem Soydan’a göre, sosyal medyada insanlar gösterileni değil gerçeği görmek istiyorlar.
Oturumunda moderatör Hatice Erkan’ın sorularına cevap veren Didem Soydan’ın önce keşfedilme hikayesini öğrendik. Diesel’de çalıştığı dönemde keşfedilen model, o zaman bu yana heyecanının aynı kaldığını ve tek değişen unsurun yaşı olduğunu söyledi.
Yurtdışı ve Türkiye arasındaki sektör farkı sorulduğunda Soydan şöyle yanıtlıyor: “Yurtdışıyla başa çıkamayız. Adamlar birinci dünya savaşında magazin dergisi çıkarmış. Yani savaş zamanında dahi bununla uğraşmışlar.”
Başarılı olmak için tanınması ve bilinmesi gerektiğini düşünen Soydan, sosyal medya hesaplarını bir ekibe teslim ettiğini ve şifresini dahil bilmediğini söyledi. Ünlü model, bu hesapların markalara dair kendi koyduğu kurallar özelinde ilerlediği için keyif kahyası gibi işlediğini belirtti.
