Üçüncü bahar: Volkswagen Beetle

Dünyanın en uzun süredir üretilen otomobillerinden Volkswagen Beetle, hayat öpücüğüyle yeni yüzyıla ışınlandı. ‘Retro’ ve ‘teknoloji’ kelimeleri en ideal karışımıyla karşımızda. Mehmet Akif Doğan

Adolf Hitler’in Ferdinand Porsche’ye Berlin Keiserhof Otel’de verdiği “halkın otomobili” tarifi basitti: 3 çocuklu bir Alman ailesini taşımalı, ekonomik ve sağlam olmalı, 1000 Reich Mark’tan (günün para birimi) pahalı olmamalı.

Ferdinand Porsche, tarifi uygulamak için tezgah başına geçti ve 1938 yılında Beetle’ın ilk prototipi ortaya çıktı. Başarılı testlerin ardından üretime girmesi kararlaştırılan “Vosvos” dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük “otomobil” fabrikasından yollara inmeye başladı.

Ne kadar başarılı olduğunu söylemeye elbette gerek yok ama rakamları tekrar etmemizde fayda var; 21.529.464! Bu rakam 1938 yılından 2003 yılına kadar üretilen Beetle sayısını ifade ediyor. O son Beetle ise Meksika’da banttan inmesinin ardından Wolfsburg’daki müzede yerini aldı.

Elinde başarılı bir formül bulunan Volkswagen, birçok markanın yaptığını yaptı ve Beetle’ı tekrar günümüze ışınladı. Bugünün teknolojilerini “retro” tarzıyla birleştiren Beetle, hiç olmadığı kadar tarz ve “yeni” olarak karşımıza çıktı.

Görüntüsüyle hala ilk modelden izler taşıyan Beetle ‘sıradan’ bir otomobil değil; hem çizgileriyle hem de birçok detayıyla büyükbabasına selam göndermeyi ihmal etmiyor. Yuvarlak farlar, eğimli kaput, gövdenin dışında duran geniş yuvarlak çamurluklar… LED gündüz sürüş farlarıyla ve keskin hatlarıyla ‘yeni’ intibasını destekleyen Beetle, bir yandan da klasik otomobil havasını koruyor.  Tüm bu detaylarla ilk görüşte ‘kanınızın kaynadığı’ Beetle, kapıyı açıp kokpite geçtiğinizde ‘minnoşluk’ düzeyini daha da artırıyor.

Donanım paketine göre ‘daha renkli’ bir kokpitle sahip olma imkanınız bulunan Vosvos, kapılardan konsola, direksiyondan trim parçalarına kadar birçok detayı otomobilin dışındaki renk ile süslüyor. Klasik modeldeki dik konsol yapısını koruyan genç Beetle, ön yolcunun tam karşısına konumlandırılan torpido gözüyle orijinal modele göndermeler yapmaya devam ediyor. Fakat burada da tam ortaya yerleştirilen multimedya ekranı ve otomatik klima gibi donanımlar ‘retro’ görüntünün yanına ‘yenilik’ serpiştirme görevini üstleniyor. Mobil bağlantı entegrasyonlarını destekleyen bilgi-eğlence sistemi, renkli-dokunmatik ekranıyla başarılı grafikler ve dokunmatik performansı sunuyor.

Peki Beetle’nin altyapısı?

Orijinal Vosvos’un 4 silindirli hava soğutmalı motoru arka taraftaydı ve arkadan itişliydi. Fakat yeni ‘kaplumbağa’ ön tarafa konumlandırılmış su soğutmalı bir motor kullanıyor ve önden çekişli. Diğer Volkswagen modellerinden de tanıdığımız 1.4 litrelik TSI üniteyle hareket kazanan Beetle, 150 bg gücüyle o eski ‘tospağa’ imajından çok uzakta. Bu ismi artık sadece ‘kinaye’ yapmak için kullanabiliriz. 250 Nm tork üreten motoruyla ve DSG şanzımanıyla hızlanmak için hazırda bekleyen Beetle, 8.7 saniyelik bir 0-100 km/s değerine sahip. Fakat bu performansın sürüş dinamiklerine yansımadığını söylemek gerek. Beetle virajları yolları seven otomobillerden değil.

5 kişilik bir Alman ailesini kabininde misafir etmek için üretilen Beetle, ne yazık ki arka koltuklarında artık maksimum 2 kişiyi taşıyabiliyor. Arkaya doğru artan tavan eğimiyle birlikte ‘klostrofobik’ bir yolcu kabini sunan Beetle, zayıf yönünü açılabilir cam tavanıyla telafi etmeye çalışıyor.

Peki bu ‘ışınlanmanın’ faturası ne? Beetle bizim de kullanma fırsatı bulduğumuz Design donanımıyla birlikte 142.998 TL’lik bir fiyat etiketine sahip. Tarz ve tasarım konularındaki kutucukları doğru cevaplarla dolduran Vosvos, mantığınızdan çok kalbinize hitap eden otomobillerden. Bu sebeple fiyat etiketini mazur görebiliriz.

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Ağustos 2017 sayısında yayımlanmıştır.