VR vs AR

Teknoloji dünyası her geçen gün geliştikçe ürünler ve yenilikler arasındaki rekabet de şekil değiştiriyor. Günümüzün en popüler ikilisi ise VR ve AR.

Yıldırım Ünverdi (28)
ULMER AR-GE ve Bilişim Koordinatörü, Bahçeşehir Üniversitesi

Birçok eğitim, eğlence organizasyonlarının, sertifika programlarının, zirvelerin hatta teknoloji mağazalarının genelinde, katılımcıların VR ve AR’ı deneyimlemeleri için etkinlik alanları bulunmakta. Bu teknolojilere ait ipuçlarını yapımcılar Avatar, Iron Man gibi birçok filmde izleyiciye vermişlerdi. Kafamıza taktığımız biraz büyükçe ya da tuhaf görünümlü teknolojik gözlük bizleri başka dünyalara götürmekte ve genelde kullanıldıktan sonra “inanılmaz bir şey bu” dedirtmekte. Her iki teknoloji de sağlık, eğitim, pazarlama, eğlence ve endüstriyel alanlarda her geçen gün daha da gelişmekte ve birçok teknoloji, yazılım firması yatırımlarını bu yönde artırmakta.

Teknolojinin bu boyutunda kafaları karıştıran durum: VR vs AR

Virtual Reality (Sanal Gerçeklik)

Sanal gerçeklik (VR), dünyayı görüşünüzün simülasyonla bir şekilde değiştirilmesini sağlar. Ülkemizde, bana kalırsa, daha emekleme aşamasında olan bu teknolojiler, birçoğumuzun hayatına tam bir deneyim anlamında Samsung’un sadece kendi ürünleriyle desteklediği Gear VR ve Sony’nin PlayStation VR ürünleriyle girdi. Tabii ardından son olarak uygun bütçeli Cardboard’lar sayesinde artık bir nebze de olsun VR deneyimini yaşayabilmeye başladık. Bunların dışında bizler pek aşina olmasak da yurt dışında HTC Vive, Oculus Rift, Google Day Dream adında ürünler bulunmakta. VR gözlüklerin kullanımı için PC’nizin ya da birlikte kullanacağınız ürünün donanımının ona uygun olması gerekiyor ve hal böyle olunca VR deneyimi oldukça masraflı oluyor. İleride VR’a olan talebin artması, ürünlerin üretiminin daha seri olması, kolay bulunabilmesi kısacası artık hayatımızın bir parçası olması durumunda VR set ve donanımına sahip olmak daha uygun olacaktır. Ama bunun için birkaç yıl daha beklememiz gerekecek.

Şu anda yatırımların çoğu bu teknolojik alanda film, oyun ve eğlence odaklı. Facebook, 2014 yılında Oculus’u satın aldığında, “Cidden? İki milyar dolar mı?” gibi alaycı sorular soruldu. İnsanlar, o zamanlar VR setlerde başınızın üstünde yükselen gazetelerle ya da oynamış olduğunuz bir video oyununun ortasında ortaya çıkan Facebook reklamlarıyla ilgili şaka yapıyorlardı. Mark Zuckerberg o sıralarda VR’ın “şimdiye kadarki en sosyal platform” olacağını söyledi, fakat bu ne anlama geliyordu? Facebook’un bir sanal gerçeklik şirketi ile yapmayı planladığı şeyi Facebook’un F8 konferansında ‘Facebook Space’i tanıtmasıyla, VR’ın hangi boyutlara geleceğini gözler önüne serdi. VR’ı sosyalleşme olarak başka bir boyuta taşıyan uygulama ile birlikte istediğiniz bir şeyi yapabilirsiniz – Mars’a seyahat etmek, arkadaşlarınızla oyun oynamak, kılıçlarla savaşmak, film seyretmek veya ailenizi görmek için onlarla video konferans yapmak. Facebook, VR’ın günlük yaşamdaki yerini almasını sağlayarak, sanal gerçekliği şimdiye kadarkinden daha kişisel hale getirdi.

VR sizi hayallerinizin ötesine taşır. VR setlerin toplu taşımalarda, topluluk içinde kullanılması tavsiye edilmez çünkü etrafınızdaki olayları göremezsiniz ve tamamen savunmasızsınızdır. Ayrıca etrafınızdakilere biraz delirmiş gibi görünebilirsiniz.

Augmented Reality (Artırılmış Sanal Gerçeklik)

‘Artırılmış gerçeklik teknolojisi sanal gerçeklik teknolojisinin temel alındığı ve gerçek dünya ortamıyla etkinlikler gerçekleştirilmesini sağlayarak maliyet ve güvenlik gibi sebeplerle mümkün olmayan durumların deneyimlenmesi için imkân tanıyan bir ortam olarak görülmektedir’ tanımı bu teknolojiyi en sade şekliyle anlatan bir tanım olarak karşımıza çıkar. Sony SmartEyeglass, Epson Moverio BT-200, Google Glass gibi ürünler bu kategoride yer almaktadır ve şu an için aynı VR ürünleri gibi maliyetli ürünlerdir. Bunların dışında deneyimlemek için iOS ve Android için birçok uygulama mevcut. AR akıllı telefonlarımız için vazgeçilemez teknolojilerden biri olma yolunda. Gerçek bir öğrenme deneyimi her zaman gereklidir, daha fazla duyunun dahil edildiği öğrenmeler daha güçlü olmaktadır. Bu bağlamda artırılmış gerçeklik eğitim için gelişmekte olan önemli bir teknoloji olarak karşımıza çıkmakta. AR (artırılmış gerçeklik), gerçek dünyamızı sanal 3D grafiklerin üzerine adapte eder ve böylece günlük hayatımızı kolaylaştırır ve bize daha fazla bilgi kazandırabilir. Müzelerde AR’ın kullanımıyla ilgili videolara denk gelmişsinizdir. Birçok firma ürünleri ve hedef kitleyle daha fazla interaktif olmak için AR teknolojisini kullanmaktadır. Hem dünyada hem ülkemizde AR üzerine çalışmalar gerçekleştiren en büyük firmalardan olan Blippar tarafından yürütülen Ülker Laviva ve Fenerbahçe Spor Kulübü kampanyalarına bakabilirsiniz. Ve henüz düşünmediğimiz kullanımlar var. Örneğin UC Berkeley, AR’ları robotlarla iletişim kurmanın yolunda çalışıyor. Şu anda makinelerle ilgili sorun, tüm bilgimizi elde etmek için ikincil ekranlara yönelmek zorunda olduğumuz. Her şey, uygulamalarda, telefonlarda ve bilgisayarlarda sıkışmış durumda. Ama ya birisi robot ya da bir dron’a bakabilir ve hemen pil düzeyini, şu andaki görevini ve nereye doğru devam edeceğini görebilirse? Bu, insanların otomasyon ve robotlarla sahip olduğu bir sürü sorunu çözmez mi?

Gelecekte VR mi AR mi?

İki alanda da gelişmeler bazı taraflardan benzer yönden ilerliyor gözükse de benim kanaatim AR daha eğitici ve günlük hayatımıza odaklı olarak karşımıza çıkarken VR hayatımızın eğlence kategorisinde yerini alacaktır. Her biri kendi rolünü en iyi şekilde ve hatta daha iyi üstlendiği sürece hayatımızda olacaktır. AR, insan için günlük bir yardıma dönüşebilir, böylece gıda, ulaşım, insanlar ve daha fazlası hakkında daha iyi kararlar alabilir. Öte yandan, VR, ister oyun oynamakta, isterse video, hikaye anlatımı gibi deneyimler yaşatarak bir eğlence etkinliğine dönüşebilir. Bu durumda, teknolojik gelecekte hangisi sorusunun cevabı olarak; ikisi de diyebiliriz. İleride AR’ın daha etkili olacağını savunan biriyim. Çünkü insanların temelinde alışkanlıklar yatar ve insanlar bu hayat alışkanlıklarından kopmadan teknolojiyle bütünleşmek ister. AR, insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için daha donanımlı görünüyor, çünkü büyük oranda mevcut dünyamızı güçlendiriyor, onun yerini almıyor. AR teknolojisini bu noktada ‘hayatın içindeki sanal perspektif’ olarak yorumluyorum.

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Temmuz 2017 sayısında yayımlandı.