JR. by Campaign

Yuccie devri başlıyor

Ben ne hipster’ım ne de bir yuppie (Young Urban Professional) diyenlerin imdadına yeni bir tanım yetişti: Yuccie.

Vintage kıyafetler, kemik çerçeveli gözlükler, son düğmesine kadar iliklenen ekose gömlekler, papyonlar, yürümeyi zorlaştıracak kadar skinny pantolonlar ve erkekler için olmazsa olmaz bıyık… Gardropta vintage, retro kıyafetler… Playlist’te kimsenin tanımadığı gruplar… İçinde bu maddeleri barındıran hipster’lığa giriş rehberini yavaşça yere bırakın. Tanışmanız gereken yeni birileri var: Yuccie’ler… Young Urban Creatives yani Şehirli Genç Kreatifler…

Mashable yazarı David Infante, geçtiğimiz ay “The hipster is dead, and you might not like who comes next” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yaklaşık 200 bin defa paylaşılan bu yazıda Infante, ben ne hipster’ım ne de bir yuppie (Young Urban Professional) diyenlerin imdadına yeni bir tanımla koşuyor: Yuccie. Y jenerasyonunun çoğu özelliğini bünyelerinde barındıran Yuccie’ler eğitimliler, şehirliler ve sadece hayallerinin peşinden koşmak değil aynı zamanda onlardan kâr etmek isterler.

Para kazanmayı severler, ama bu parayı kreatif işlerden kazanmaya bayılırlar. Yuva arayan köpekler için Tinder profili oluşturan Puppy Love kampanyası ya da medikal amaçlarla kullanılacak marihuanayı online sipariş etmenizi sağlayan Eaze gibi “Uber for weed” bir girişim ancak bir Yuccie’nin elinden çıkabilir.

Yuccie, bir life-style markasına Instagram üzerinden sosyal danışmanlık yapar. O bambu güneş gözlüğünden para kazanan butik girişimcidir. İnternet onun için büyük bir ilham kaynağıdır, geleneksel bir kariyer planı yoktur.

Yuccie’ler inandıkları, bir parçası olduklarını hissettikleri amaçların peşinden koşmak istiyorlar. 2014 yılında yapılan bir Deloitte araştırmasında Y kuşağından 10 kişiden 6’sı çalıştığı işi, şirketin amaçlarının bilincinde olduğu için seçtiğini söylüyor. Aynı araştırmada sadece yüzde 12’si “kendi kişisel kazançlarını” temel liderlik önceliği olarak sınıflandırıyor.

Bir de kıymeti bilinmeyen yuccie’ler var. Aynı araştırma, Y jenerasyonunun yüzde 28’inin yeteneklerinin mevcut işlerinde ortaya çıkarılmadığını düşündüğünü gösteriyor.

Bentley Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma ise yüzde 66’sının kendi işlerini kurmak istediğini ortaya koyuyor. Yüzde kaçının daha “tatmin edici” bir iş için çalıştığı bankayı ya da hukuk bürosunu terk edeceğine dair güvenilir bir veri yok. Ama bir zamanlar avukat olan, şimdi butik bir birahane işleten; bir finans çalışanıyken müzik festivali düzenleyen bir girişimciye dönüşen ya da süper-niş erkek giyim mağazasını bir e-ticaret sitesine dönüştüren biri varsa o kesinlikle bir Yuccie’dir.

Bir Yuccie aldığı eğitimi hızlıca zengin olmak için kullanır ama bunu yaparken de yaratıcı bağımsızlığından vazgeçmek istemez. Kendini parayla zenginlikle ya da bunları reddedişiyle tanımlamaz. Zenginlik ve kendi yaratıcılığı arasındaki ilişki ile tanımlar. Yani para kazanacaksam bunu başkasının fikirlerini uygulayarak yapmayayım, kendi fikirlerimi hayata geçirerek zengin olayım ister. Fikirleri çok değerlidir, yetenekleri eşsizdir, bunu sık sık, uzun uzun duymak, dinlemek ister. Ama bunu duyarken diğer yandan fikirlerinin karşılığını para olarak almalıdır.

Dünün hipster’ları bugünün yuccie’leri olabilirler. Sanata, indie-rock müziğe ilgi duyan, yaratıcılık ve zekaya değer veren genç kitlenin benimsediği bir akım olan hipster’lık son moda bir giyim tarzına evrilirken gerçek hipster’lar için bu kelime neredeyse bir hakarete dönüştü. Çünkü hipster hemen hemen her şeye karşı antikonformist bir tepki içindedir, hayatının her alanında bağımsız bir özgünlük yaratmak ister. Saçından sakalına, giyiminden dinlediği müziğe…

Peki hipster’lık kendisi “mainstream” olunca bir hipster ne yapar? Yani eğer herkes hipster’sa kimse hipster değildir.

“Yuccie misin değil misin?” testi bile hazırlamış Mashable yazarı Infante. Eğer birine bile “Evet o benim” diyorsan Yuccie olabilirsin, kendinle yüzleş dediği maddelerden birkaçı şöyle:

 

Hatice Erkan (25)

Kurumsal İletişimci

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Temmuz 2015 sayısında yayınlandı.