JR. by Campaign

Zweig’ı da “post edelim”

Zweig’ı da “post edelim”

Dijitalin gücü, yayınevlerini de etkisi altına aldı. Hemen hemen her yayınevi birden fazla sosyal medya mecrasında aktif olarak varlık gösteriyor ve dijitale özel içerikler paylaşıyor. Artık yayınevlerinde şu sözleri duymak mümkün: Zweig’ı da “post edelim”.

Müjde Bayındır

Her birimiz gibi, her kurum gibi yayınevleri de dijitale entegre oldu. Ama çok da güzel oldu. Sosyal medyada birbiri ardında paylaştıkları güzel gönderileriyle hem okuyucularıyla iletişimlerini “güncellediler”, hem de takipçilerinden aldıkları dönüşlerle yayınevi stratejilerini geliştirdiler.

Sosyal medyanın yayıncılığa olan etkisini de yine hep birlikte gözlemleyip öğrendik. Yayınevlerinin kitaba özel hazırladıkları caps’ler, Instagram hikayelerinde kitap fuarlarından yaptıkları canlı yayınlar, her mecraya özel tasarladıkları ayrı görseller ve görsel-işitsel dünyayla da bağlantı kuran videolu içerikler… Günümüz dünyasında kitapların öldüğüne dair negatif söylemler konuşuladursun, yayınevlerinin dijital dünyaya oldukça iyi uyum gösterdiğine ise pek şüphe yok gibi. İşte biz de buradan yola çıkarak yayınevleriyle sosyal ağlarda neler yaptıklarını konuştuk.

April Yayıncılık

April Yayıncılık, dijitali önemsediğini belirten bir yayınevi olarak tüm sosyal mecraları kullanıyor. Twitter’da, Facebook’ta, Instagram’da ve YouTube’da paylaşım yaptıkları hesapları var. Ayrıca kitap kulüpleriyle de bağlantılı halde olduklarını belirtiyorlar. Yayınevi editörlerinden Nazlı Berivan Ak, “üretim yapan ve iyi edebiyatı kitlelere ulaştırmak isteyen bir yayıneviyseniz; dijital, evet önemli” diyor.

Bahsi geçen sosyal medya paylaşımlarını ise bünyesinde bulunan sosyal medya ajansı yürütüyor. Her gün düzenli paylaşım yapılıyor ama kampanya dönemlerinde ve önemli günlerde paylaşımların sayısı ise artıyor.

Paylaşımlarına aldıkları yorum ve önerilerin herhangi bir değerlendirmeye tabii tutulup tutulmadığını sorduğumuzda da “Okurun her konudaki görüş, yorum ve önerileri şüphesiz önemli, okurla interaktif bir anlayışı benimsedik ve süreci bu şekilde yönetiyoruz” açıklamasını alıyoruz. Dolayısıyla okurların da -ki hatta takipçiler de diyebiliriz- yayınevinin stratejilerine yön verebildiklerini söylemek mümkün.

April Yayıncılık ayrıca görsel bir dünyada yaşadığımız gerçeğini göz önünde bulundurarak, kitaba dair ipucu sağlayan videolu içerikler ve kitap fragmanları da yayınlıyor. Bu alanda ilk örnek de 2009 yılında İhsan Kaplan’ın Milat adlı roman için hazırlanmış.

Ayrıntı Yayınları

Ayrıntı Yayınları da dijitalde aktif olmayı önemseyen bir yayınevi. Facebook, Twitter, Instagram, Periscope ve LinkedIn’de aktif bir şekilde yer alarak paylaşım yapıyor.

Yayınevinin sosyal medya hesaplarını ise iki yıldır Ayrıntı’da sosyal medya yönetmeni olarak çalışan Yiğit Can Canbatar yönetiyor. Yiğit Can, paylaşım yaparken ayrıca genel yayın yönetmeni Burhan Sönmez, kurumsal iletişim yönetmeni Ruhan Bilkay ve yayın kurulu ile fikir alışverişleri ve değerlendirmelerinin de olduğunu belirtiyor.

Sosyal medya içeriklerindeki tutumlarını şu şekilde aktarıyor Yiğit Can: “Sosyal medyada sürekli aktifiz, bunda yayınevimizin politik duruşunun da etkisi var tabii. Mevcut olana olabilecek olanı, sermayeye emeği, iktidara muhalefeti, iktisada kültürü, askeri marşa oyun havasını tercih eden bir yayınevi olarak sosyal medyayı da yalnızca kitap tanıtımı için kullanmıyoruz elbette. Dayanışma için de aktif olarak kullandığımız bir mecra sosyal medya.” Paylaşım düzenlerine dair bakışlarını da şu sözler açıklıyor aslında: “Burada yalnızca görünürlüğümüzü artırmak değil aynı zamanda toplumsal meselelere de yer verip bunları okurla paylaşmaya özen gösteriyoruz. Düzenlediğimiz etkinliklerde yaptığımız canlı yayınların ise katılım sağlayamayan okur için faydalı olduğunu düşünüyoruz.”

Takipçilerin yaptıkları yorum, mesaj ve öneriler ise kesinlikle değerlendiriliyor. Baskısı tükenen bir kitabın yeniden basımı, daha önce çevrilmemiş bir eserin Türkçe’ye kazandırılması veya edisyon hataları konusunda gelen geri dönüşler editörlerle paylaşılıyor. Ayrıca takipçilerin okudukları kitapların fotoğraflarını, seçtikleri alıntılar ile gönderileri de sıklıkla yayınevinin sosyal medya hesaplarında kendine yer buluyor. Okuyucunun kitaplarla ilgili sadece iyi değil kötü yorumlarına da yer verdiklerini çünkü eleştirinin her zaman yapıcı olmaması gerektiğini de ekliyorlar.

İletişim Yayınları

İletişim Yayınları, özellikle yeni okurlara ulaşabilmek ve onlardan geri bildirim alabilmek açısından sosyal medyayı oldukça önemsiyor ve bir yayınevinin dijitalde aktif olması gerektiğini söylüyor. Şimdilik Facebook, Twitter, Instagram ve Vimeo hesapları var ama gerektiğinde başka mecraları da kullanmaya açıklar. Yayınevinin basın ve halkla ilişkiler müdürü Merin Sever, dijitale karşı tutumları için “Okurlarla iletişimi bu kadar kolaylaştıran ve hızlandıran bir imkanı değerlendirmemek yanlış olurdu” diyor.

Sosyal medya hesaplarını bizzat yayınevinin kendisi yönetiyor ve okurlar direkt olarak kendilerine ulaşabiliyorlar. Dışarıdan bir hesap yöneticisi ile çalışmıyorlar.

Dijitalde oldukça aktifler, hemen her gün, günde 4-5 içerik paylaşılıyor. Yayınevinden okurlara tek yönlü bir iletişimden öte okurlardan yayınevine gelen yorumlar, geri bildirimler de çift yönlü bir bilgi akışını sağlıyor.

Kitabın içeriğine, niteliğine, yöntemine, hazırlanışına, diline dair gelen yorumlar muhakkak dikkate alınıyor. Ama sırf kendi siyasi görüşü doğrultusunda yaklaşan, bu yüzden yeren okurların yorumları ise yayınevi nezdinde olumsuz görülüyor. Ayrıca okurlardan gelen edebiyat önerileri, ‘şu konuda bir eksiklik var, bu konuyla ilgili kitap bulamıyoruz’ gibi yönlendirmeler de yayınevi için önemli, ona göre konuyla ilgili yurt dışında yazılmış eserler araştırıp çevrilebiliyor ya da yurt içindeki araştırmacılara konuyla ilgili bilgi verilebiliyor. Her ay yayın kurulunda, gelen öneriler değerlendiriliyor ve yayın çizgisine uygun olanlar programa dahil ediliyor.

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Günümüz dünyasında dijital iletişim yoğun olarak kullanıldığı için İş Kültür de dijitalde aktif olmayı önemsiyor. Yayınevi olarak Facebook, Twitter ve Instagram mecralarını kullanıyorlar.

Sosyal medya hesaplarını ise kurum içindeki kendi çalışanları yönetiyor ve her üç mecrada da her gün en az 1 paylaşım yapılıyor.

Paylaşımlara gelen yorum ve öneriler dikkate alınarak editöre iletiliyor, sorulan sorulara ise muhakkak cevap veriliyor. Ama okurların önerileriyle yayınevi stratejilerine yön vermesi şeklinde bir tutum izlenmiyor, yayınevi stratejileri bizzat şirket yöneticileri ve Türkiye İş Bankası tarafından ortaklaşa belirleniyor.

Habitus Kitap

2011 yılından beri yayın hayatında olan Habitus Kitap, dijitalde aktif olmanın bir yayınevinin okurlarıyla iletişimde kalabilmesini sağladığını söylüyor ve bu nedenle oldukça önemsiyor sosyal medyayı. Yayınevi; Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarını elinden geldiğince aktif olarak kullandığını belirtiyor. Hesapların yönetimi de bizzat Habitus’a ait.

Paylaşım konusunda ise belirli bir takvimleri yok. Genellikle okurlara duyurmak istedikleri haberler oldukça paylaşım yapıyorlar.

Okuyucuların/takipçilerin paylaşımlarına yaptıkları yorum ve önerileri şüphesiz ki önemsiyorlar ama çeşitli kaygıları da mevcut tabii: “Neredeyse sayısız insanın, kesintisiz ve kolayca erişebildiği mecralardan söz ettiğimizi de unutmamalıyız. Yayınevinin stratejisine yön verebilecek kalibrede yorumların üretildiği eleştirel alanlar ile sosyal medya yorumlarını bir tutmamak gerekir.” 

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Eylül 2017 sayısında yayımlandı.