Akıllı teknolojileriyle şehri fethetmeye geliyor

Citroen C3’ün üçüncü jenerasyonu, tasarımının yanında akıllı teknolojileriyle de kalpleri fethetmek istiyor. Egemen Özten

Citroen’in B sınıfını hedef alarak ürettiği C3 ilk kez 2002 yılında yollarla buluştu. Citroen’in Saxo modelinin yerini alan C3’ün 2016 yılında tanıtılan üçüncü nesli testimizin konuğu oldu.

2016 yılında tanıtılan yeni C3, Citroen markasının yeni tasarım anlayışını sergiliyor. C4 Cactus’te ilk olarak gördüğümüz tasarım anlayışı yeni C3’te de devam etmiş. Bunu birçok tasarım detayında fark edebiliyorsunuz.

Yeni C3’ün ön tasarımında markanın yeni tasarım anlayışından izler bulunuyor. Yeni panjur ve far tasarımı öncü modelinden kesinlikle çok farklı gözüküyor. Ön kısımda yer alan sis farının çerçevesinin tavanda ve aynalarda kullanılan renkle aynı olması ön kısma dinamizm getirmiş. Otomobilin yan kısmına geçtiğimizde ise Airbump’lar bizi karşılıyor. İlk olarak Citroen C4 Cactus’te karşımıza çıkan bu yumuşak plastik parçalar, küçük çarpışmaları absorbe ederek otomobilin hasar görmesini önemli ölçüde engelliyor. Çamurluk ağızlarında bulunan plastik parçalar ve Airbump’lar sayesinde C3’ü ilk bakışta bir SUV zannedebilirsiniz. Arka kısımda da tamponun altında yer alan siyah parçalar tasarım bütünlüğünü sağlıyor.

İçinde neler gizli?

Otomobilin içine geçtiğimizde ferah bir iç tasarım bizi karşıladı. İlk bakışta otomobilin orta konsolunda yer alan tablet benzeri dokunmatik bilgi eğlence ekranı dikkatimizi çekti. Otomobile dair birçok ayarı (multimedya, navigasyon, klima gibi) gerçekleştirebildiğimiz bu ekranın dokunmatik performansı ise ortalama.

İç kısımda dikdörtgen tasarım anlayışıyla tasarlanan parçaları görüyoruz. Havalandırma ızgaraları, direksiyon üzerindeki kontrollerin bu yapıda olduğu dikkatlerden kaçmıyor.

Konu iç tasarım ve orta konsoldan açılmışken, eşya gözlerinden bahsetmemek olmaz. Ekranın altında kalan göze rahatlıkla telefonunuzu veya cüzdanınızı koyabilirsiniz. Bu gözün altında ise içeceklerinizi koyabileceğiniz ayrı bir göz bulunuyor. Benzer şekilde kapı gözlerine de içeceklerinizi rahatlıkla koyabiliyorsunuz. Özellikle sıkışık İstanbul trafiğinde kahvenizi içerken bu kısımların kullanışlılığı öne çıkacaktır.

İç kısım ile ilgili eleştiri alan nokta ise kapı tutacakları. Geleneksel tasarımdan biraz daha farklı olan bu tasarım çok kullanışlı değil. Kapıyı kaparken bu tasarımın dezavantajını anlıyorsunuz.

C3’ün arka kısmında ise B sınıfı otomobillerin standartlarında bir alan bulunuyor. Arka kısımda 3 kişi rahatlıkla yolculuk yapabilir. Ama rahatınıza düşkünseniz 3. arkadaşınıza bir bahane bulup onu ekmeniz lazım.

Kazayı sezip kayda geçiyor

Yeni C3’te bulunan ve rakiplerinden ayrılan özelliği ise Connected Cam. Dikiz aynasının arkasında yer alan Connected Cam 16 GB hafızasıyla yolculuk sırasında fotoğraf ve video çekmenizi sağlıyor. Dilerseniz bu görüntüleri telefonunuza uygulama aracılığıyla kablolu veya kablosuz aktarabiliyorsunuz.

Sistem olası bir kaza durumunu sezdiğinde ise otomatik olarak video kaydına başlıyor. Olası bir kaza durumunda sigorta şirketiyle olacak problemleri çözmek adına başarılı bir uygulama. Test otomobilimizde 1.6 litre dizel bir ünite bulunuyordu. 100 beygir üreten bu motor C3’e yeterli bir performans sunuyor. Şehir içi kullanım için yeterli performans sağlayan bu motor ara hızlanma konusunda da sıkıntı yaratmıyor. PSA imzalı bu motor, düşük yakıt tüketimi ile beğenilerimizi kazandı.

100 beygirlik motora eşlik eden 5 ileri manuel vites rahat geçişlere sahip olsa da uzun yolları seri hızlanmalarda sıkıntı yaratıyor. Keşke 6 ileri bir şanzıman kullanılsaydı demekten kendimizi alamadık. Zira bu sayede uzun yollarda konforunuz artacak ve yakıt tüketiminiz düşecekti. Otomatik şanzıman opsiyonu sunulmaması ise C3’ün en önemli eksiği.

Yol tutuş konusunda ise B sınıfı bir otomobilin standartlarını rahatlıkla karşılıyor. Uzun yolculuklarda yumuşaklığı sayesinde konforlu hissettiren süspansiyon şehir içinde ise biraz sesli kalıyor. Özellikle arka kısımdan gelen sesler şehir içinde fark ediliyor.

Yeni C3’ün kişiselleştirilebilir olması ve tasarımı sayesinde yollarda dikkat çekiyorsunuz. Özellikle otomobilin yanında bulunan Airbump’lar ve otomobilimizde kullanılan çift renk, bakışları üzerine çekmeyi sağlıyor. Connected Cam gibi farklı özellikler de eklenince yeni C3 bu sınıfta bulabileceğiniz en farklı otomobillerden biri. Ama otomatik şanzıman eksikliğini unutmayın!

 

Bu yazı ilk olarak JR by Campaign Nisan 2017 sayısında yayımlanmıştır.