Değişimin öncüsü PR, özüne dönsen iyi olur!

Genç İDA’dan Mesut Coşkuncan, gittikçe dinamikleşen ve her geçen gün değişen dünyada PR’ın girişken ve yaratıcı ruhunu göstermeye ihtiyacımız olduğunun altını çiziyor.

Mesut Coşkuncan, Genç İDA

 

 

 

Merhaba arkadaşlar! Öncelikle kanalımıza hoş geldiniz. Yok, pardon bir dakika… Yazımıza hoş geldiniz!

Bir soruyla başlayalım. Değişimi hissediyoruz değil mi? Sokakta, ofiste, mobilde, YouTube’ta ve türevlerinde? Kahvede, köyde, Instagram ve mega şehirlerde? İnanılmaz yoğun, baş döndürücü bir değişim içerisindeyiz ve aynı ırmakta bırakın ikinci kez, bir kez bile yıkanmak artık imkansız hale geldi. Dünya’daki 7,5 milyar insanın yarısının şehirlerde yaşadığı, 4 milyara yakın insanın internet kullandığı, bir ayda internete yüklenen video içeriği sayısının, son 30 yılda yayınlanan televizyon reklamlarından fazla olduğu* bir çağda değişim ve dönüşümden başka ne konuşulabilirdi ki?

 

E herkes değişim diyor peki ne yapmak lazım? İşte orada kameralar bize çevriliyor. Sana, bana, hepimize! Değişim bizden başlayacak ve bu değişimin de en büyük motoru gençleşmenin ve yenilenmenin yegane unsuru olan farklılaşmanın öncüsü yaratıcılık olacak.

Bu değişime uyum sağlama ve hızlanma konusunda tabii ki bizim sektörümüz de kendine düşen payı alıyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iletişim sektörünün halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama iletişimi gibi farklı disiplinleri artık birbirine daha yakın ve girift olmaya başladı. Bununla birlikte farklılaşma ve yaratıcılık gibi değerlere daha fazla ihtiyaç duyulur hale geldi.

Hayatta kalmanın, disiplinler arası etkileşime ve üretilen işin diğerlerinden farklılaşma başarısına bağlı olduğu bu çağda, PR’ın da sekretarya döngüsünden sıyrılması ve danışmanlık vasfını, yaratıcılığı daha çok kullanarak güçlendirmesi gerekiyor. Bu minvalde sektör çalışanlarının, özellikle de biz genç iletişim profesyonellerinin bir araya gelmesi ve kendimizi bu alanda geliştirmemiz çok önemli.

İşte Genç İDA’nın da yapmaya çalıştığı şey tam da bu… Çünkü bu değişimi sağlayacak olan biziz, yani genç iletişimciler! Nedense sınıfın uslu ve sessiz sakin çocuğu algısına sahip PR’ın girişken ve yaratıcı ruhunu, yani aslında özünü göstermeye ihtiyacı var. Bunu da ancak değişime ayak uyduran, kendini ufak bir dünyaya hapsetmeyen, multidisipliner iletişim düsturunu sahiplenip ne dediğini iyi bilen, donanımlı insanlarla yapabiliriz. Çünkü PR’ın geleceği, aslında kendi geleceğimiz.

*HighQ tarafından yayınlanan “30 Stats Showing Why Video Must Be Part Of Your 2017 Online Strategy” adlı araştırma.

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Eylül 2017 sayısında yayımlanmıştır.