Geleceğin para birimi FinTech’le değişiyor

Teknoloji hayatımızın her alanına yayılmaya devam ederken yeni hedef cüzdanlarımız. İnternet, mont ceplerinde nakit para aradığımız yılları bitirebilir mi?

Atakan Yenel (23)
Öğrenci, Sabancı Üniversitesi

 

 

Arkadaşlarımızı, fotoğraflarımızı ve müziğimizi dijitalleştirmişken, fiziksel olarak hâlâ para banknotlarına bağlıyız. Kredi kartları her ne kadar günlük hayatta kullandığımız nakit para ihtiyacını azaltsa da, bu defa da kredi kartlarına ve bankalara bağlı hale geliyoruz. Üstelik yemek sipariş ettiğinizde pos makinesini unutan kuryelerden tutun, “Aa, kartımı evde unutmuşum”a kadar uzanan muhtemel sorunlardan dolayı, kredi kartları her zaman kullanılabilir değiller. Peki en son ne zaman cep telefonunuzu yanınıza almayı unuttunuz? Bunu fark eden girişimciler paranızı güvenli bir şekilde internete aktarmanın ve para trafiğinizi hızlandırmanın yollarını arıyorlar.

Şu anda bile dünyadaki paranın sadece %10’u banknot nakit halde bulunuyor. Bu oran hepimizin hayatında da hemen hemen aynı. Maaşınız banka hesabınıza yatıyor, harcamalarınızın çoğunu kredi kartından yapıyorsunuz ve nakit kullandığınız alanlar giderek daralıyor. Hedef, bu alanları daha da daraltmak ve her harcamayı mobilden yapabilmek. Finans Teknolojileri ya da kısaca FinTech, gelecek 20 yılda geleneksel bankaların rakibi olmak için emin adımlarla geliyor.

Peki bu konuda, dünyanın çeşitli ülkelerinde ne gibi ilerlemeler var? Gelin birkaç örneğe göz gezdirelim.

Kenya

Kenya, belki de hiç tahmin etmeyeceğimiz şekilde dünyanın en büyük mobil bankacılık altyapısına sahip. Kenyalıların küçük çapta para transferlerini birbirlerine kontör yollayarak yaptıklarını fark eden Vodafone, gerçek para transferinin yapılabildiği M-PESA sistemini geliştirmiş. M-PESA uygulaması kullanıcıların büfeler gibi her yerde bulunan ve bir bankayla anlaşması olmayan işletmelerden para çekmesine ve para yatırmasına olanak sağlıyor. Sistem aynı zamanda fatura ödemelerinde ve market alışverişlerinde de kullanılabiliyor. Sistemin şu anda sadece Kenya’da 17 milyon kullanıcısı bulunuyor. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg de Facebook Messenger’a entegre etmek istediği bu sistemi yerinde görmek için bu yıl Kenya’ya ve M-PESA kullanan diğer ülkelere bir gezi düzenledi. Gezide Zuckerberg, Nijerya ve Kenya’da bulunan start-up merkezlerini ziyaret etti. Mobil para transferlerinin dışında Facebook’un bedava ve herkes tarafından ulaşılabilir internet projesi internet.org ile ilgili görüşmeler de yapan CEO, karısıyla birlikte kurduğu Chan Zuckerberg Vakfı üzerinden de Afrika’daki teknoloji start-up’larına milyon dolarlarca yardım yapıyor.

İsveç

İsveç’te geçen yıl yapılan harcamaların sadece %2’si nakit para ile yapıldı ve Avrupa’da bu oranın altına inmeyi başaran ikinci bir ülke yok. İsveç’in nakit parayı bırakmaya karar vermesinin sebebi geçmişte yaşadığı güvenlik problemleri olmuş. 2009’da yaşanan Vastberga soygununda hırsızların bir helikopterle para deposunun üstüne inmesi ve –raporlara göre- 6.5 milyon dolar çalması, ekonomistlerin kağıt paranın risklerini görmesini sağlamış. İsveç’te şu anda çoğu dükkan, market ve kafe nakitle ödeme kabul etmiyor. Onun yerine kredi kartınızı mobil cihazlara okutmanızı sağlayan bir kart okuma aparatıyla kartınızdan ödemeyi alıyorlar. iZettle adlı bu uygulama toplu taşımada bile kullanılıyor.

Bir diğer uygulama ise Swish. Swish uygulamasıyla karşınızdaki kişiye sadece o kişinin telefon numarasını bilerek para gönderebiliyorsunuz. Uygulamanın yaratıcıları, hedef kullanıcı kitlesi olarak okul velilerini seçmişler. Okul etkinliklerini düzenleyen velilere ortak ödemeler için hep bir para akışı olması gerektiğinden, para transferini kolaylaştırmak için bütün velilere bu uygulamayı indirtebileceğini düşünen ekip, bu amacında başarılı da olmuş. Şu anda İsveç’te 30 yaş altı yetişkinlerin yüzde 90’ı Swish kullanıyor.

Bitcoin

Dijital paranın en iyi ve popüler örneği 2008’de ortaya çıkan Bitcoin. Bitcoin’e kısaca internetin para birimi diyebiliriz. Bitcoin borsada işlem görmesine rağmen (şu anda 1 bitcoin 791 dolara karşılık geliyor), hiçbir bankaya bağlı değil ve transferlerinde de herhangi bir bankanın onayını gerektirmiyor. Dolayısıyla bu transferler takip edilemiyor, bu da Bitcoin’i internetin karanlık yerlerinde çok daha popüler hale getiriyor. Bitcoin sistemine katılmak için herhangi bir yere başvuru yapmanız da gerekmiyor. Hemen şimdi bir Bitcoin cüzdanı programı indirip (örn. Bitcoin Core), siz de para transferi yapmaya başlayabilirsiniz. Bitcoin’in arkasındaki şifreleme teknolojisi (ilgilisine: Blockchain) hala geliştiriliyor ve geleceğin finansının temel taşı olmaya aday. Şu anki haliyle ilgili en büyük sıkıntı ise, para transferinizin karşı tarafa ulaşmasının ortalama 40 dakika sürmesi. Bu da sizi şimdilik bakkal alışverişinizi yaparken Bitcoin kullanmaktan alıkoyuyor.

Amazon, iTunes, Steam…

Şifreleme temelli para birimlerini aslında hayatımızın başka alanlarında şu an aktif olarak kullanıyoruz. Fark etmişsinizdir, elektronik dükkanlarında iTunes, Steam, Amazon vb. firmalara ait para kartları bulunur. Bu kartlar içindeki kodu kullanarak, kartın tutarı kadar parayı kredi kartınız olmasa bile hesabınıza yükleyebilir ve harcama yapabilirsiniz. Bu açıdan bakıldığında yukarıda saydığım şirketler elektronik mağazalarını kendi ATM’leri ve şubeleri olarak kullanıyorlar. Siz de para yatırır gibi elinizdeki nakit parayı elektronik ortama aktarıyorsunuz.  

Türkiye’de dijital finans

Türkiye’de dijital finans alanında 200’ün üzerinde girişim mevcut. Dijital ortamda yapılan işlem hacmi 20 milyar dolarken, bu alana yapılan yatırımın tutarı da 15,8 milyon dolar. Start-up’ların yanı sıra, FinTech’le Türkiye’nin geleneksel bankaları da ilgileniyor. BKM (Bankalararası Kart Merkezi) ülkemizdeki FinTech uzmanı açığını kapatmak için teknik eğitimler düzenlerken Finansbank da Enpara ile Türkiye’nin ilk şubesiz dijital bankasını kurdu. Şubesiz bankalar bütün işlemlerinizi internet üzerinden yapmanıza izin veriyor ve sadece para yatırma, çekme işlemleri için ATM’leri kullanıyorsunuz. Bunun bankaya olan faydasını Enpara’nın internet sitesinden alınmış aşağıdaki alıntıyla özetleyebiliriz.

“Bizim tek bir şubemiz bile olmadığı için doğal olarak kira, elektrik, su, doğalgaz, temizlik, çay, kahve, kalem, kağıt gibi masraflarımız da olmuyor.”

Türkiye’de en hızlı büyüyen FinTech start-up’larından biri olan Payguru, TFF maç biletleri, BiTaksi uygulaması ve feribot seferleri için mobil ödeme olanağı sunuyor. Benzer bir şirket olan Birleşik Ödeme Hizmetleri ise belediyeler ile ortak çalışarak elektronik ortamda fatura tahsilatı yapma alanında uzmanlaşmış. Kendi dijital parasına “Parra” demeye karar veren şirket, ilerde bu teknolojisini akıllı kentlere entegre etmek istiyor.

Türkiye’deki FinTech haberlerini takip etmek için Fintech İstanbul’un sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

FinTech’in sürekli çalışabilmesi için sistemin  para transferi yapan herkes tarafından benimsenmiş olması gerekiyor, bu da şu an için FinTech’in önündeki en büyük engel. Eğer oturduğunuz  yerdeki market para transferi için online bir sistem kullanmıyorsa, ne yazık ki siz de geleneksel sistemleri kullanmak zorundasınız. Ancak dünyanın  son 20 yıl içinde ne kadar hızlı değiştiğine bakarsak, bu günlerin de geleceğini söyleyebiliriz.

 

Bu yazı ilk olarak JR. by Campaign Şubat 2016 sayısında yayımlandı